4 yıl önce bugün takvim yaprağı, bu topraklara acıyı, kederi ve savaşın kirli yüzünü gösterdi. Başkent'imizin göbeğinde "barış" talebiyle bir araya gelen, çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu kitle, yapmak istediği miting öncesinde Ortadoğu'nun şeriatçı kabusu IŞİD tarafından bombalı saldırıya uğradı.

103 yurttaşın can verdiği bu saldırı, birçok insanımızı da sakat bıraktı. Planlı bir miting olduğu halde, büyükşehirlerde düzenlenen tüm mitinglerin aksine giriş-çıkış alanlarında arama yapılmamasıyla başlayan ihmal zinciri, yaralılar yerde yatarken polislerin gaz sıkması ve ambulansların geç gelmesiyle daha da unutulmaz hale geldi.

Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun "Sonrasında oylarımız arttı" dediği bu katliama dair işletilen yargı süreci de, katliamın kendisi kadar vahim oldu.

10 Ekim katliamı, güzide vatanımızı cihatçı güçlerin yol geçen hanına çeviren, Ortadoğu'daki savaş bataklığına yanlış hesaplarla ve yanlış güçlere güvenerek giren, iktidarın ülkemize ödettirdiği en acı faturalardan biri oldu.

10 Ekim'de sadece barış istediği için katledilen canları unutmayarak, bu zor zamanda doğru durmak, tüm ilerici kamuoyunun vazifesidir.

yakınlarını kaybeden ailelerin hala taze olan acısını paylaşıyorum.