Her yıl sonunda eğitimle ilgili geride bırakılan bir yılın değerlendirmesi yapılır. Geride bıraktığımız yılın pandemi yılı olmasından kaynaklı pek çok açıdan diğer yıllardan oldukça farklıydı. İnsanlık tarihinin tanıklık ettiği yıkıcı küresel salgınlarında birini yaşamaktayız. Aralık 2019’da Çin’de başlayan salgın kısa sürede tün dünyaya yayıldı ve ardından 11 Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından “pandemi” ilan edildi. 11 Mart 2020 tarihi aynı zamanda Türkiye’de de ilk resmi vakanın tespit edildiği gündü.

Dünya Sağlık Örgütünün pandemi ilan etmesinin ardından kısa sürede dünya genelinde ve Türkiye’de de önlemler alınmaya başlandı. İlk önlemlerden biri eğitim kurumlarının kapatılarak eğitime uzaktan devam edilmesi oldu. Eğitim kurumları farklı kademelerde dönem dönem açılsa da süreç halen uzaktan devam etmektedir. Mart 2020’de neredeyse küresel olarak uzaktan eğitime geçilmesi ile birlikte sağlık krizi aynı anda bir “eğitim krizine” dönüştü. 1.5 milyardan fazla öğrenci ve 63 milyon civarında eğitimci bu süreci uzaktan sürdürmek ve eğitim kurumlarından ayrı kalmak durumunda kaldı. Bu dönemde yapılan uzaktan eğitime UNICEF’in ülkelerden aldığı verilere göre 463 milyondan fazla öğrenci katılamadı. Bu rakam dünya genelinde okullara kayıtlı öğrencilerin %31’ini oluşturmakta.

Salgından ve buna bağlı olarak uzaktan eğitim uygulamalarından yararlanma konusunda en mağdur olan kesimler yoksullar, göçmenler, mülteciler, çocuk işçiler, kız çocukları ve özel eğitime gereksinimi olan çocuklar oldu.  2019 yılında dünya genelinde 33 milyon çocuğun (2) doğduğu topraklarda yaşamadığını, bir bölümünün ülkesini terk etmeye zorlandığını biliyoruz. Salgının mağdur ettiği bu çocukların eğitim başta olmak üzere yaşamın her alanında mağdur olduğunu, eşitsizliğe ve ayrımcılığa maruz kaldığını biliyoruz. 2020 yılı bu anlamda milyonlarca öğrencinin ve haklarının yok sayıldığı bir yıl olarak insanlık tarihinde yerini alacak.

Mart 2020’de neredeyse dünya genelinde kapanan okullar zaman içerisinde açılmaya başladı. UNESCO’nun verilerine göre, 27 Aralık 2020 itibarıyla, sadece 12 ülkede okullar tamamen kapalı durumda (3) ve Türkiye’de maalesef bu ülkelerden bir tanesi. 22 Ocak 2021’de Türkiye’de yarı yıl tatili başlamış olacak. İkinci dönemin ilk ara tatili ile yarı yıl tatili birleşecek ve okullar yeniden 15 Şubat 2021 tarihinde açılacak. O dönemde okulların yüz yüze eğitimle mi yoksa uzaktan eğitimle mi başlayacağı şimdilik belirli değil. Salgının belirli oranda bastırıldığı ve okulların tam olarak güvenli şekilde açılmaya hazır olduğu kesinleştikten sonra açılması en önemli talebimiz olmaya devam ediyor. Bunun gerçekleşebilmesi ise ancak bilim insanlarının tam kapanma önerisinin yaşam bulmasıyla mümkün görünüyor.