Değerli Dostlar!

Osmanlı döneminde çocuklar okul hayatına, çocuklara unutulmaza bir hatıra bırakan "Amin alayı" olarak adlandırılan törenle başlardı. Okula başlayacak çocuğun ailesi bir gün önceden mektebin hocasına haber gönderirdi. Hoca da merasim günü çocukları sıraya dizer, öndekiler yüksek sesle ve koro halinde ilahiler okuyarak, arkadakiler de beyit aralarında "amin" diye bağırarak neşe içinde yeni başlayacak çocuğun evine gelirlerdi. Amin alayı eve doğru yaklaşırken çocuk kapıda bekletilir, eve gelince hoca dua eder, arkasından herkes "Amin" derdi. Daha sonra çocuk önceden süslenerek hazırlanmış bir arabaya bindirilir ve ilahiler söylenerek çıkılırdı. Çocuğun ailesi ile davetliler ve halk kafilenin arkasından giderlerdi. Şehrin sokaklarında bir müddet dolaşılarak çocuk mektebe getirilirdi. Çocuk ilk dersini aldıktan sonra hocasının, babasının ve diğer davetlilerin ellerini öper, diğer talebelerden birisi kısa bir sure okur ve hocanın yaptığı dua ile tören sona ererdi. Amin alayı çocuğun unutamayacağı tatlı bir hatıra olarak kalırdı.

Değerli dostlar!

 Bu "amin alayı" Kur'an eğitimi yasaklanan 1930 ve 40’lı yıllara kadar devam etti. 1950’li yıllarda ezan ve Kur'an eğitiminin serbest bırakılmasından sonra tekrar canlandı benim çocukluğumda Ünye’nin sokaklarında bu "Amin alayına" çok rast geldim. İlkokulu bitirdiğim 1962 -1966 yılları arasında köyümüzde senelik hoca efendiler tutulur. Bu hoca efendilerin maaşları vatandaşlar tarafından verilirdi. Benimde 4 yıl okuduğum bu mekteplerde talim okuduğum köyümüz hafızlarından hafız Bilal Ergün ve arapça okuduğum Mustafa Işık hoca efendiler Perşembe günü ikindi namazında sonra bizleri kıbleye doğru dizerler ve mektebin yakınlarında bulunan komşuların da iştirakiyle hoca efendiler beyitler okurlar, bizde "Amin" diye bağırırdık. Sonun da kısa bir sure okunur, hoca efendilerde kısa bir dua yapar ve dağılırdık. Ben İmam- Hatip lisesine gittikten sonra her yaz tatilinde köyde iki ay mektep okuturdum. Bu mektep okutmalarında bu geleneği devam ettirdim. Bugün tıpkı kaybettiğimiz güzel geleneklerimiz gibi bu geleneğimizde bizlere tatlı birer hatıralar bıkarak kayboldu gitti. Evet bu günkü yazımızı da birer ayeti celile ve Hadisi şerif mealleri ile bitirelim.

"Onlar (Takva sahipleri) bollukta da darlıkta da Allah yolunda harcarlar, öfkelerini yenerler, İnsanları affederler. Allah işini güzel yapanları sever."( Ayeti Celile: Al-i İmransuresi 134. Ayet)

"Şu üç özellik kimde bulunursa iman zevkini tadar. Allah c.c. ve Resulunu herkesten ve her şeyden fazla sevmek; sevdiği kişiyi sırf Allah için sevmek, ateşe atılmayı istemediği gibi küfre dönüşü de o denli istememek" (hadisi şerif. Buhari."İman.9)

Bir Dua: "Allah'ım! senden tertemiz bir hayat, dosdoğru bir ölüm ve huzuruna rezil rüsva etmeyecek bir dönüş istiyorum." (Hakim Müstedrek 1,725)

Selam ve dua ile hoşça kalınız.