COVİD-19 nedeniyle çocuklar, artık teknolojiyle eskisinden çok daha içli dışlı. Sokakta göz önünde oyun oynayan çocuklar, artık sanal dünyaya taşındı. Tabii sokak suçluları da onlarla birlikte... Çocuklarımızı sanal dünyadaki tehlikelerden korumanın yolu, “dijital rehberlik”ten geçiyor.

Tüm dünyayı etkisi altına alan COVİD-19 nedeniyle evde geçirilen süre arttı. Beraberinde, her yaştan çocuk ve genç tablet, telefon ve bilgisayarlar aracılığıyla sanal dünyada daha fazla zaman geçirmeye başladı. Birçok anne-babanın şikayet ettiği bu durum, sadece çocukların zamanlarını verimsiz geçirmelerine değil, sanal ortamda ciddi tehditlerle karşı karşıya kalmalarına da neden oluyor.

Siber Suç Odaklarına Dikkat!

Pandemi sürecinde, online eğitim ihtiyacına bağlı olarak iletişim teknolojilerinin kullanımının anaokulu seviyesine kadar indi.

Kontrolsüz ve bilinçsizce internet kullanımının çocuklar ve gençleri siber suçların hedefi haline getirdi. Yabancı kişilerden gelen mesajların bilinçsizce açılmasının, zararlı bilgisayar yazılımlarıyla kamera kullanımına izinsiz erişim sağlanması, oyunlarda ödül teklifi ile çocukların kandırılarak taciz riski altında kalması ve sonrasında ahlaki şantajla psikolojilerinin bozulması gibi sonuçlar doğurabilir.

Oyunların Şiddet Dozuna Dikkat!

Ciddi oranda şiddet içeren oyunların sayısının arttığını söyleyerek, bunların çocuklarda öfke ve saldırganlık duygularını şiddete meyilli bir hale getirdiğini ve kendilerine ve başkalarına zarar vermelerine dahi yol açabilir.

Masum gibi görünen birçok oyun ise sohbet özellikleri ile tehlike arz ediyor. Suiistimale en açık alan olan oyun içi sohbet grupları konusunda ailelerin daha da dikkatli olması şart. Bu noktada oyun içinde, sohbet ve mesajlaşma özelliklerin özellikle 10 yaş altı çocukların kullanımında devre dışı bırakılması gerekir.

Aile içinde ilişkilerin gelişmiş bir empati ile kurularak çocuklardaki duygusal bağın güçlendirilmesi gerekir. Ebeveynlerin çocuklarının psikolojik ihtiyaçlarına karşılık vermemeleri durumunda, çocuklarda duygusal ihmale bağlı yalnızlık, değersizlik, ait olmama ve depresyon gibi problemler oluşturur.

Sokakta göz önünde oyun oynayan çocuk, teknolojiyle birlikte sanal ortama katılmış ve buna paralel olarak sokak suçluları da sanal ortama taşınmıştır. Teknolojiyle büyüyen çocuklarımız ‘Dijital Yerli’, ebeveynler olarak bizler ‘Dijital Göçmen’ statüsünde tanımlanıyoruz. Dijital göçmenlerin dijital yerlileri kontrol ve koruyabilmeleri için tek şart, kendilerini geliştirerek dijital rehber olma zorunluluğudur.

Dijital Rehberlik İçin Kendinizi Geliştirin

İnternetteki tehlikeler konusunda çevrenizdeki teknoloji uzmanlarından bilgi alın.

*Kamera, ses cihazı ve bilgisayar hesaplarına izinsiz ulaşımı engelleyen bir anti-virüs programı edinin ve çocuklarınızı internetteki tehlikelere karşı bilgilendirerek internette kalma süresini ve kullanım ortamını düzenleyin.

*Faydalı kullanımı özendirin ve duygusal alanına zarar vermeden sanal ortamını kontrol edin.

*Çocuğunuzla özel sorunların paylaşılabildiği güvenli ve empatiye dayalı ilişkileri koparmayın.

*Çocuğunuzu, cinsel istismara karşı mutlaka bilgilendirin ve kendisini koruma konusunda bilinçlendirin.

*Ani duygusal ve davranışsal değişimlerin kaynağını mutlaka araştırın, gerekirse bir uzmana danışmaktan çekinmeyin.

*Hatalı davranışlarına karşı suçlayıcı davranmak yerine her zaman öğretici ve güven verici davranın.