Her 10 araştırma katılımcısından 6’sı COVID-19 karantina kısıtlamaları sonrasında diş hekimine sadece ihtiyaç duyduğunda gidiyor.

Katılımcıların yüzde 46’sı COVID-19 salgınının başlamasından önceki dönemde 6 ayda bir veya daha seyrek sıklıkla diş hekimi/kliniğine gittiğini belirtiyor.

Katılımcıların yüzde 62’si COVID-19 salgını dönemi ve sonrası için sanal randevu uygulamasını tercih edilebilir bir seçenek olarak gördüklerini belirtiyor.

Align Technology, Inc. (NASDAQ: ALGN) tarafından araştırma şirketi Poltio’ya yaptırılan “COVID-19 Dönemi Diş Klinikleri Araştırması” COVID-19 salgınının hastaların gözünde ağız sağlığı ve ortodonti alanında yarattığı değişimleri ortaya koydu. 11-55 yaş aralığında toplamda 1.000 kişinin katılımıyla yapılan araştırma, diş hekimine başvuru sıklığından ağız bakım alışkanlıklarına ve dijital muayene alışkanlıklarına kadar pek çok alanda kapsamlı veriler içeriyor.

Hastaların yüzde 60’ı diş hekimini yalnızca ihtiyaç duyduğunda ziyaret ediyor

COVID-19 Dönemi Diş Klinikleri Araştırması sonuçlarına göre her 10 katılımcının altısı diş hekimine yalnızca ihtiyaç duyduğunda başvururken, yüzde 32’lik kesim düzenli olarak diş hekimine başvuruyor. COVID-19 salgını başlamadan önce diş hekimi ya da diş kliniğine gitme sıklığı ise yüzde 46 oranında altı ayda bir ya da daha seyrek sıklıkta gerçekleşmiş bulunuyor. Araştırma katılımcılarının yüzde 68’i, hanelerinde en az bir kişinin diş tedavisi gördüğünü belirtirken, yüzde 48’i kendisi ya da hanesindeki bir kişinin ortodonti tedavisi gördüğünü ifade ediyor.

Tedavisi sürenler COVID-19 döneminde hekim kontrolünü aksatmadı, sanal randevu uygulamalarına ilgi arttı

COVID-19 Dönemi Diş Klinikleri Araştırması, salgın döneminin diş hekimi ziyaretlerine etkisini de ortaya koyuyor. Araştırma bulgularına göre katılımcıların yüzde 62’si COVID-19 kısıtlamaları dönemi ve sonrası için sanal randevu uygulamasını tercih edilebilir bir yöntem olarak görürken, yüzde 64’ü salgının ortaya çıkması ile birlikte kendileri veya çocukları için bir diş kliniğine gitmediklerini belirtiyor. Son üç ayda diş problemi yaşamış olmasına rağmen bir diş kliniğini ziyaret etmemiş olanların oranı ise yüzde 21 olarak ölçülüyor. COVID-19 salgını boyunca diş kliniğine gitmeyen kişilerin yüzde 41’i gerekçelerini COVID-19 endişesine dayandırıyor. Araştırma katılımcılarına göre salgın sürecinde diş hekimine gitme tercihinde en çok etkili olan unsur ise muayene odalarının dezenfekte edilmiş olması. Koronavirüs kısıtlamaları başladıktan sonra diş kliniğine gitmeye devam eden kesim içerisinde en sık rastlanan ziyaret sebebi ise yüzde 51 ile sürmekte olan sabit ortodontik tedaviye yönelik kontroller oldu.

Bilimsel araştırmalar ağız ve diş sağlığının bağışıklık sistemi üzerinde doğrudan etkili olduğunu gösteriyor. COVID-19 korkusu nedeniyle ağız ve diş sağlığının ihmal edilmesi bu nedenle ciddi sağlık risklerini beraberinde getirebilir. Ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin, dijital dönüşümün sağladığı önemli avantajlar sayesinde günümüzün gerektirdiği sosyal mesafe koşullarına giderek daha uygun hale gelmesi ile birlikte bu riskler azaltılabilir. Ortodontistlerimiz de hem mesleklerini hem de kliniklerini giderek artan oranda dijitalleştirerek bu akıma destek oluyorlar. Align Technology olarak salgının ilk günlerinden bu yana diş sağlığı profesyonellerine hastalarıyla dijital ortamda bir araya gelme ve hastalarının diş durumlarını kontrol etme imkânını sunan Invisalign Sanal Randevu ve Invisalign Sanal Bakım gibi birçok araç ve uygulama sunduk. Dünya Sağlık Örgütü de sanal randevu prosedürlerini tavsiye ediyor. Şeffaf plak tedavisi gibi dijital tedavilerin çoğunda sanal araçlar aracılığıyla görüşme ve takip mümkün olduğu için hastaların geçmişte olduğu sıklıkta kliniğe gitmesine gerek kalmıyor. Dijital ortodonti alanında faaliyet gösteren bir şirket olarak, şeffaf plak tedavisinin seyrini ve takibini kolaylaştıracak çözümler sunmaya devam edeceğiz.