“Aynaya ihtiyacı yok;

Gerçek bir dostu olanın!”

Bu söz Mevlânâ’nın dostlar;

Değil Nuri Kahraman’ın!...

Güzelde örnek olmayan

Yanlışlarda uyarmayan

Zararına sessiz kalan

Olamaz yârin yâranın!

Bir nevi, mahva seyirci

Ateş sıçratan demirci

Kara çalan bir kömürcü

Nişanı baht-ı karanın…

Bu bir vahim aldanıştır;

Hayatı oyun sanıştır

Göz göre göre yanıştır

Daniskasıdır nîrânın...

Boş dostlar boş vakit demek

Beyhûde verdiğin emek

Hep boşa çektiğin kürek…

Kârı ne orda durmanın?!

Düşüp kalkma nadanlarla

Hep nefsine uyanlarla

Şer virüsü yayanlarla

Emrini dinle Kur’ân’ın...

Doğrularla beraber ol

Budur vuslata giden yol

Kitap-Sünnet; yakışan rol

Uyma çarkına devranın!

Dost dostu uyarmak gerek

Zîrâ dostluk ister emek

Dostluk gereği söylemek

Kanadığını yaranın!

Söylenmezse kangren olur

Geriye hüsranlar kalır

Yükselecekken alçalır

Boylar dibini gayyânın!

Yarabbi Sen koru bizi

Bulalım hep doğru izi

Yarın dövmeyelim dizi

Hasını ver ehibbânın…

Sonra, bilelim hep kıymet

Vermeyelim dosta zahmet

Mevlâ lütfeylesin rahmet

Rahmeti sonsuz Rahmân’ın…

Nûrânî, hayr'ola, nedir?

Durduk yerde bu niyedir?

Yâni, dostlar hediyedir;

Kadrini bil bu ihsanın...