Değerli dostlar! Mahir bir usta, çırağının sürekli şikayet etmesin den bıkıp usanmıştır. Bir gün çırağına Tuz getirmesini söyler. Çırak tuzu getirdiğinde, usta ona bir avuç tuzu küçük bir bardak suya atıp içmesini söyler. Çırak ustasının dediğini yapar, fakat suyu içince birden yüzünü ekşitir. "Tadı nasıl?" diye soran ustasına öfkeyle " nasıl olacak acıdır, bağrım yanıyor" Usta gülerek çırağını alır, dışarıya çıkarır ve hemen dükkânın karşısında bulunan göl kenarına götürür. Bu sefer çırağına bir avuç tuzu göle atmasını ve gölden su içmesini söyler. Çırak gölden suyu içince yüzünde bir memnuniyet ifadesi belirir. Usta aynı soruyu tekrar sorar." Tadı nasıldı? Bu sefer çırak "tadı çok güzel içim ferahladı" der. Bunun üzerine usta suyun kenarındaki çırağın yanına oturur ve herkesin ders alacağı şu sözleri söyler. "Evladım hayattaki sıkıntılar tuza benzer, ne azdır nede çok sıkıntıların miktarı hep aynıdır. Ancak bu ızdırabın acılığı neyin içine konulduğuna bağlıdır. Yapman gereken, sana sıkıntı veren şey ile ilgili his dünyanı genişletmektir. Bunun için bardak olmayı bırak ve göl olmaya çalış"

Evet değerli dostlar hayat yolunda insanın önünde inişli çıkışlı sıkıntı veren yollar vardır. Bazen işler ters gider ve insan sıkıntıya düşer. İnsan bu sıkıntıları bardak gibi dar alana değil göl gibi geniş alana yayar ve Cenabı Allah'a c.c. tevekkül ederse gönlü ferahlar ve sıkıntılardan kurtulur.

Hepinize sıkıntısız günler dilerim

Selam ve dua ile hoşça kalınız.