15 Temmuz hain darbe girişiminin 1. Yıl dönümünü geride bıraktık. TBMM’de kabul edilerek ‘15 Temmuz Şehitlerini Anma Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ olarak anılan günde tüm Türkiye o hain kalkışmanın olduğu gecede ve yaralanarak tedavi görürken şehit olan 249 vatan sever evladı asker, polis, memur ve sivil vatandaşı saygı ile andı,  yaralanarak gazi olan 2 bin 196  evladını ise bağrına bastı.

Devletin verdiği üniforma ile milletin vergileriyle aldığı uçak, helikopter ve silahlarla  milletine kurşun sıkan, bomba yağdıran bu hainlerin kalkışması darbe diye nitelendirilse de aslında bu tamamen Suriye, Lübnan ve Irak gibi ülkelerin üzerinde oynanan  ‘böl, parçala, yok et’ senaryosu ile birebir örtüşüyordu. Çünkü düşünürsek zaten ülkede girmedikleri, sızmadıkları bir kurum kalmamış neredeyse devlet içinde devlet kurmuşlardı. Dış mihraklar maşa olarak kullandıkları vatan hainleri ile  Türkiye’yi diğer ülkeler gibi kolay yutulur lokma sandılar ama tutmadı çünkü hesap edemedikleri bir şey vardı o da her zor anında küllerinden doğarak atalarının kanlarıyla sulanan ülkesine, vatanına, milletine, devletine, bayrağına ve ezanına sahip çıkan Türk Milletiydi. Türk Milleti o gece Çanakkale’de, Dumlupınar’da, Sakarya’da, İzmir’de, Ankara’da destan yazan atalarının kemiklerini sızlatmayarak onlara layık birer nefer olduklarını gösterdiler. Ne bayrağını indirtti, ne ezanını susturttu. Üstüne üstlük onların attığı kahpe kurşunlara, bombalara etten duvar örerek tarihe Atalarına yaraşır yeni bir destan yazdırdılar. Türk Milleti bu hareketi ile ayrıca hain ve sinsice planlarını ülkemiz üzerinde hayata geçirmeye çalışan dost görünümlü düşmanlara korku salmış, her zor anında kucak açtığı mazlum ülkelere de bir kez daha güven vermiştir. Ancak 15 Temmuz’un 1 yıl dönümü hazırlanan ve siz bu satırları okurken bile teröristlerle vatanı ve canı pahasına mücadele eden Türk askerlerini aciz gösteren afişler şanlı Türk Ordusuna ve tarihine hiç yakışmadı, şık olmadı.

Ayırt etmeksizin bu zamana kadar vatan topraklarında ülkesi ve bayrağı uğruna oklara, mızraklara, mermilere, toplara göğsünü askerleri ile siper eden Ertuğrul Gazilere, Alparslanlara, Fatih Sultan Mehmetlere, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve daha adını yazmaya satırların yetmeyeceği tüm vatan evlatlarına ve son olarak 15 Temmuz 2016’da Ankara’da, İstanbul’da kalkışmanın yaşandığı her vatan toprağında bedenini topların, mermilerin, tankların, helikopterlerin  hatta uçakların önüne siper ederek etten duvar ören ve bunun sonucunda şehit ya da gazi olan tüm kahramanlarımızı saygı ve rahmetle anıyor, Allah bir daha böyle bir kalkışmayla düşmanlarımızı Türk Milleti ile sınamasın diyorum. Çünkü onları bu kez Türk Milleti’nin elinden kimse alamaz.