Boşanma, evlilik birliğini sona erdiren sebeplerden biridir. Eşler henüz hayatta iken, bir eşin kanunda öngörülmüş olan sebeplerden birine dayanarak açacağı dava sonucunda evlilik birliğine hakimin kararı ile son verilmesidir. 

Boşanmanın Dayandığı İlkeler

Kusur İlkesi

Kusur ilkesine göre, boşanma ancak eşlerden birinin kusurlu olması halinde mümkündür. Her ne kadar kabahatli olan tarafa kısmen bir ceza olmasını, zarar gören tarafın ise korunmasını öngörüyor olsa da ne yazık ki aynı zamanda eşlerin boşanabilmek için birbirlerine daima kusur yüklemeye, birbirlerini kötülemeye zorlayacağı gerçeğini de beraberinde getiriyor.

İrade İlkesi

İrade ilkesi, eşlerin birlikte açıkladıkları ortak iradeleriyle kurulan evliliğin yine onların iradesiyle bozulması ( sona erdirilmesi ) esasına dayanıyor. Yani eşlerin beraberce veya sadece birinin boşanma isteminde bulunabileceğini öngörüyor.

Temelden Sarsılma İlkesi

Düzen bozukluğu ilkesi olarak da adlandırabileceğimiz bu ilkeye göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmışsa artık bu birliğin devamını istemenin hiçbir faydası ve anlamı yoktur.

Eğer evlilik birliği, bu birliğin altındakilere mutluluk değil üzüntü veriyor ise artık birlik olmanın hiçbir yararı yoktur.

Elverişsizlik İlkesi

Buna göre, eşlerden biri, ortaya çıkan bedensel veya ruhsal bozukluklarından dolayı evlilik hayatını ve özellikle ondan doğan yükümlülükleri yerine getirmeye elverişsiz bir duruma gelmiş ise, artık evlilik birliğinin sonlandırılması gerekiyordur.

Eylemli Ayrılık İlkesi

Eylemli ayrılık ilkesine göre, eşlerin ortak hayatı sürdürme istek ve inancı kalmamış, sürekli ve eylemli olarak birbirlerinden ayrı yaşama eğilimi kesinleşmiş ise artık bu evliliği devam ettirmeye çalışmakta hiçbir yarar yoktur.

Genel boşanma sebebi, evlilik birliğinin temelden sarsılması olup eski kanundaki adıyla şiddetli geçimsizlik olarak bilinmektedir.

Özel boşanma sebepleri ise; zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış; suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme; terk; akıl hastalığı nedeniyle boşanmadır.

ÖZEL BOŞANMA SEBEPLERİ

1-ZİNA  ( TMK m. 161)

Zina, evli bir erkeğin karısından başka bir kadınla veya evli bir kadının kocasından başka bir erkekle isteyerek cinsel ilişkide bulunması demektir.

Şartları

Evlilik birliğinin bulunması,

Başkasıyla cinsel ilişkide bulunma,

Zina edenin kusurlu olması gerekir.

2- HAYATA KAST, PEK KÖTÜ VEYA ONUR KIRICI DAVRANIŞ ( TMK m. 162 )

Hayata kast, eşlerden biri tarafından diğerinin hayatına karşı yapılmış acı sonuç doğuran davranışlardır.

Pek kötü davranış, eşe yapılan eziyetler, onun bedensel ve ruhsal sağlığını tehlikeye düşürecek davranışlar, eşini hapsetmek, aç bırakmak, dövmek ve anormal cinsel ilişkiye zorlamak gibi ağır hareketlerdir.

3- SUÇ İŞLEME VE HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRME ( TMK m. 163 )

Suç işleme, eşlerden biri küçük düşürücü yani utanç verici, yüz kızartıcı bir suç işlemesi halinde ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenememesi durumudur.

Haysiyetsiz hayat sürme, toplumun anlayışına göre sürekli olarak namus, şeref ve haysiyet kavramlarıyla bağdaşmayacak biçimde yaşamaktır.  Bu durumun süreklilik arz etmesi gerekmektedir.

4-TERK ( TMK m 164 )

Terk, eşlerden birinin ortak hayata devam edememek üzere ortak konuttan ayrılarak diğer eşi bırakıp gitmesini veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemesi durumudur.

Şartları 

Ortak hayata son verme,

Evlilik yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi amacı,

Ayrı yaşamanın en az altı ay devam etmiş olması,

Terk eden eşe ihtarda bulunulması, gerekmektedir.

5- AKIL HASTALIĞI ( TMK m 165)

Eşlerden biri akıl hastası olup da ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi koşuluyla bu sebepten dava açılabilir.

Şartları

Eşlerden birinin akıl hastası olması,

Hastalığın iyileşmesinin imkansız olması,

Ortak hayatın çekilmez bir hale gelmiş olması, gerekmektedir.

GENEL BOŞANMA SEBEPLERİ  

Evlilik Birliğinin Sarsılması, kusur

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması, eşler arasında çok ciddi ve şiddetli geçimsizlik olması veya anlaşmazlık bulunması demektir.  Eşlerden sadece biri için bile olsa ortak hayatın çekilmez bir hale gelmiş olması gerekir.

Davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır.

Kanunlarımız özel boşanma sebepleri dışında açılan davaları genel boşanma sebepleri olarak düzenlemiştir.