"Kim Allah'a güzel bir borç verirse Allah bunu fazlasıyla öder. Ayrıca ona pek değerli bir ödülde vardır." (Hadid suresi 176. Ayeti celile)

"Bir kimse darda bulunan borçluya mühlet verir veya borcunun bir kısmını ya da tamamını bağışlarsa başka gölge bulunmayan kıyamet gününde de Allah c.c. o kimseyi arşının altında gölgelendirilir." (Hadisi şerif: Tirmizi "Büyü 57")

Değerli dostlar! Günlük hayatımızda sıkça kullandığımız cömertlik: elimizdeki imkanları meşru ölçüler içerisinde, gönüllü olarak başkalarının yararına sunmak tır. Kelime olarak "eli açık" manasına gelmektedir.

İslam dini cömertliği bir fazilet olarak kabul etmiş, bencil duyguların tatmin vasıtası olmaktan çıkararak Allah c.c. rızası ve insan sevgisinden oluşan ahlaki bir muhtevaya kavuşturmuştur. Kur'an'ı kerim, malını Allah c.c. rızası için değil sadece insanlara gösteriş olsun diye harcayan kimselerin davranışlarının ahlaki değer taşımadığını yardımlaşmanın ancak insanlara iyilik etme, Allah'a c.c. saygı gösterme (takva) niyetine dayalı olduğunu ısrarla vurgulamıştır. Kur'an da Cömertlik öncelikle Allah'ın (c.c.) sıfatları arasında gösterilmiştir. Allah (c.c.) sonsuz lütuf ve kerem sahibidir.

Hadis kitaplarında Peygamber (s.a.v.) Efendimizin cömertliğine dair pek çok rivayet yer almaktadır. Enes bin malik, Cabir Bin Abdullsh Hz. Aişe(r.a.) gibi sahabeler; Resülüllah (s.a.v.) Efendimizin kendisine ihtiyacını bildiren hiçbir kimseyi geri çevirmediğini belirtmişlerdir.

"Hayır olarak harcadıklarınız kendi iyiliğiniz içindir. Yapacağınız hayırları ancak Allah'ın rızasını kazanmak için yapmalısınız. Hayır olarak verdiğiniz ne varsa karşılığı size tam olarak ödenir. Ve asla haksızlığa uğraşılmazsınız." (Ayeti celile Bakara suresi 272. ayet)

Resülüllah (s.a.v.) Efendimiz: "Kişinin kendi malı, hayır yaparak önceden gönderdiği, mirasçının malı ise garcamayıp geride bıraktığıdır."(Buhari "Rikak" 12 ) buyurdu.

Burada eşsiz sahibi Hz. Osman (r.a.) 'ın cömertliğinden bahsetmek istiyorum: Geceleri ibadetle, gündüzleri oruçla geçiren Hz. Osman (r.a.) nazik ve mahcup bir tabiata sahip olmanın yanı sıra son derece cömerttide. Medine'ye hicretten sonra içme suyu sıkıntısı yaşandığı bir sırada bir yahudiye ait olan ve yahudinin suyunu para ile sattığı "Rume" kuyusunu 35000 dirheme satın aldığı ve vakfetmesi Tebük seferi hazırlıklarında en büyük yardımı yapması, Hz. Ebu Bekir (r.a.) zamanındaki bir kıtlık sırasında 1000 deve yükü buğday,kuru üzüm ve zeytinyağı ile dönen kervan malının tamamını muhtaç durumdaki Müslümanlara dağıtması, Talha Bin Ubeydullah’ta olan 50000 dirhem alacağını bağışlaması onun cömertlik ve hayır dugusunu açıkça göstermektedir. Civardaki yerleri satın alıp Mescid İ Haramı genişleten ve Haremin sınır taşlarını yenileten Hz. Osman (r.a.) Mescid'i Nebeviyi yeniden inşa ettirirken kendi malından 10000 dirhem harcamıştı. Cennetle müjdelenen on sahabiden biri olan H.z. Osman (r.a.) Tebük ordusunu donanmadaki öncülüğü ve "Rume" kuyusu dolayısı ile ayrıca Cenneti hak etmiştir.

Netice olarak değerli dostlarım! Müslüman helal yollardan çalışıp kazanmalı ve kazandığını sağlığında Allah (c.c.) yolunda harcayıp önceden gönderilmelidir. Öldükten sonra malının tamamını Vasiyet etsen mirasçıların isterse ancak malının üçte birini vermekle mükelleftir.

Cenabı Hak tüm geçmişlerimize rahmet eylesin.

Selam ve dua ile hoşça kalınız.