Ben ağır laf etmek için acele etmeyen bir adamım. Ancak, yıllar hatta asırlar önce söylenenler tıpkı bugün için söylenmiş gibi. Dedikoduyla beslenen, attığı iftiralarla, çirkin ithamlarla kapı açmaya çalışan insanlıktan nasibini almamış o kadar çok yaratık var ki! 

Bugün de devam etti dedikoduları. Şehir efsaneleri oluşturmak için o cadde senin, bu cadde benim Ordu’da karış karış gezdiler. Oysa ki dedikodusunu yaptıkları adam, hiç de hayal bile edemeyecekleri bir yerde, en tepede, hatta zirvede! Öyle değil, böyle diyor. Boy boy fotoğraflar atıyor, göz göre göre o dedikoducular hala fitne üretiyor!

Bakın, “Ne söylediğini, kime söylediğini ve ne zaman söylediğini unutma demiş” Hz. Ebubekir, “Aldırma söylenenlere. Varsın, görenler seni bir ot sansın. Sen gül ol da, uğruna ötmeyen bülbül utansın” demiş Hz. Mevlana, “Basit ruhlu insanların eğlencesidir dedikodu” demiş Pierre Corneille. “Gıybet eden ve dinleyen, günahta ortaktır” demiş bir hadisi şerif, “Başkalarının dedikodusunu yapan, bir gün senin de dedikodunu yapar” demiş Frank Sherkani… 

“Başkalarının sözlerini sana taşıyan bir kimse, bil ki senin sözlerini de onlara taşıyordur” diye de uyarmış Hasan-i Basri ve “Başkalarının sizi gıybet etmesinden kederlenmeyiniz. Zira gıybet eden, farkında olmayarak size iyilik etmiş olur” buyurmuş Horasani…

Sadece onlar mı?

Hani deriz ya günlük yaşamda ‘kamyon sözleri’ diye… 

“Gönül kapısı herkese açılır mı insanların arkasından konuşanlar adam sayılır mı” demiş biri. “Arkamdan konuşanların sözlerinde ben, akıllarında imzam var” demiş bir başkası. Yine, “Bakma insanın samimiyetine, gülen yüzüne, bitti mi menfaati başlar arkandan söz etmeye” demiş bir başkası daha. 

Sebebi çok açık bu dedikoduların…

Akıllarınca intikam duygularını tatmin ederler. Başkalarını küçültme, kendilerini sözde büyütmek için konuşurlar, yalan-dolan üretirler. Çok kıskanırlar! Hakkında konuştukları kişileri küçük düşürmeye çalışırlar. Bunun için yaşarlar. Tek işleri güçleri de budur. 

İşte bu yüzden, şerefin kadar konuş diyeceğimiz bu dedikoducular, bilmiyorlar ki, ömür boyu susacak olan insanlardır…