"Asra yemin olsun ki, insan gerçekten ziyandadır. Ancak iman edip dünya ve ahiret için yararlı işler yapanlar, birbirlerine Hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler başkadır. (Asr suresi 1-3. ayetler)

Değerli dostlar!

Yeryüzü yaratılış gayemizi gerçekleştireceğimiz bir yurttur. Dünya hayatı Rabbimizin bize bir ihsanıdır. Dünya hayatı geçici, fani ve ölümlü bir hayattır. İnsana verilen ikinci hayat ise âhiret hayatıdır. Bu ölümden sonraki hayattır. Bu ebedî, ölümsüz ve bâki olan bir hayattır.

Dünya ve âhiret hayatı, birbirinin devamı olan iki hayattır. İnsan ilk olarak dünya hayatına gözlerini açtığı için bu hayata "yakın hayat" anlamında "dünya hayatı" dünyaya gözlerini yummasının ardından son olarak âhiret hayatına intikal ettiği için bu hayata da "sonraki hayat" anlamına "âhiret hayatı" denmiştir.

Dünya hayatı, ebedî hayat olan âhiret hayatının kazanılacağı ve şekilleneceği yegâne yerdir. Bu nedenle insanın son hayatta (âhirette) bulacağı şey ilk hayatın da (dünyada) iken elde ettiği şeydir. İnsan dünya hayatında kendisi için ne gibi bir hayır işlerse, âhirette Allah katında onun karşılığını bulacaktır. "Dünya Âhiretin tarlasıdır." şeklinde ki söz de ifade edildiği gibi, cennet tohumunu bu dünyada ektiğimiz bir bahçe, cehennem de ateşini bu dünyadan götürdüğümüz bir yangın yeridir.

Evet değerli dostlar! Nasıl ki dünyada yolculuğa çıkan bir insan yola çıkmadan önce yolda kullanacağı azığını harçlığını parasını hazırlarsa âhiret yolculuğuna çıkmadan oradaki azığını da hazırlanmalıdır. Yoksa Ne Cehennemde ateş vardır ne de cennette nimet vardır. Herkes ateşini de nimetini de buradan götürür.

Cenabı Hak Cennet nimetlerini bu dünyadan götürmeyi nasip eylesin. Amin.

Selam ve dua ile kalınız.