Türkiye’nin fındıkta dünya lideri olduğunu hatırlatan Ali Kopuz, “Fındık Doğu Karadeniz’de antik dönemden beri üretiliyor. İlk ihracat 15’inci yüzyılda İspanya’ya yapılmış. Cumhuriyet döneminde de hakkında defalarca kanun çıkarılmış ve üretimi teşvik edilmiş bir ürün. Coğrafi avantajımızın da etkisiyle fındıktaki liderliğimizi sürdürüyoruz” şeklinde konuştu. Fındıktaki liderliğimizin sürmesi ve fındıktan elde edilen gelirin artması içinse bir zihniyet dönüşümüne ihtiyacımız olduğuna inandığını belirten Başkan Ali Kopuz, şunları söyledi:

Öncelikle verimlilik artırılmalı

“Fındıkta üretim ve pazarlama ile ilgili temel sorunlarımız var. Üretimle ilgili en önemli sorunumuz verim düşüklüğü. FAO’nun verilerine göre fındıkta Türkiye’de dönüm başına alınan ortalama miktar 77 kiloyken, İtalya’da 146, ABD’de 254 kilo… Bizdeki verim düşüklüğünün nedenleri ise bahçelerin bakımsızlığı, ağaçlarda gençleştirme ve seyrekleştirme yapılmaması, bizim bahçelerin makineli tarıma uygun olmaması, toprak analizi eksikliği ve doğru gübre kullanılmaması. Bu eksiklerimizin en önemli nedeni ise verasetle bahçelerin küçülmesi ve kentlileşme neticesinde bakım yapacak kimsenin kalmaması. İtalya ve Amerika Birleşik Devletleri’nde, dönümden, bizdeki miktarın iki hatta üç katı kadar mahsul alınıyor. Bu durum toprak yapısıyla da ilgili değil. Çünkü Türkiye’de de pilot bahçelerde, dünyadaki miktarlarda verim elde edilebiliyor. Dolayısıyla ilk ihtiyacımız olan üretimdeki verimliliği artırmak için yapılabilecekleri düşünmektir. Hükumetimiz birçok ürün gibi fındığa da destek veriyor. Belki bahçelerin ıslahı için de bir proje başlatmak yararlı olabilir.”

Katma değersiz ürün ucuzdur

Fındıkla ilgili pazarlama sorunlarının çok boyutlu olduğuna dikkat çeken İSTİB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kopuz, “Öncelikle fındığın hammadde olarak yurtdışına satılması, Türkiye’nin kazancının sınırlı olmasına yol açıyor. Bu soruna zaman zaman ihracatçının ön bağlantı yaptığı fiyatın yüksek olması eklenebiliyor. Bu durumda ihracatçı ile üreticinin çıkarları örtüşmüyor. Neticede her durumda kaybeden Türkiye oluyor. Bir diğer sorun da fındık alımında yıllardır tekelleşme olması” dedi.

Fındıktaki pazarlama sorunlarının bir kısmının serbest piyasa şartlarında çözülebileceğini, ancak katma değerli bir ürün haline gelmesi için tüm paydaşların yapabileceği şeyler olduğuna inandığını belirten İSTİB Başkanı Ali Kopuz şunları söyledi:

“Fındık, tüm dünyada çok sevilen ve tüketilen bir ürün… Fındık ezmesi ve kakaolu fındık kreması ise en bilinen katma değerli ürünler. Bunun yanında kıyılmış, dilinmiş ve öğütülmüş olarak çikolata sanayinde, bisküvi, pasta, dondurma yapımında kullanımı yüzde 80’lere ulaşıyor. Öte yandan fındık yağı ilaçtan kimya sanayine kadar birçok alanda kullanılıyor. Tabii buradaki püf noktası kimin kullandığıdır. Biz fındığı hammadde olarak satarak elde edebileceğimiz gelirin en azını elde ediyoruz. Oysa örneğin fındık ezmesi haline getirerek satan ülkeler bundan en büyük geliri elde ediyorlar. Biz bu kısır döngüden kurtulmalıyız. Fındıktan elde edeceğimiz en yüksek geliri elde etmek için çabalamalıyız.”

Editör: TE Bilişim