Gazi Albay Yusuf Ziya Çol’un daveti üzerine Ordulu basın mensupları olarak Ankara’ya bir ziyaret gerçekleştirdik. Hayatımın en anlamlı ziyareti oldu Ankara’ya yaptığım bu son ziyaret. Önce Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgahı olan Anıtkabiri’i ziyaret ederek; mozolesine çelenk bırakarak saygı duruşunda bulunup ona olan bağlılığımızı ve sevgimizi bir kez daha gösterme fırsatı bulduk.

Anıtkabir’in ardından yolumuz Kurtuluş Savaşı’nın kırılma noktası olan ve 22 gün 22 gece süren Sakarya Meydan Muharebesi’nin yaşandığı başkentin Polatlı İlçesi’ne gittik.

Burada ilk olarak kanlı savaşın izlerini taşıyan Polatlı Belediyesi Turizm Araştırma Müzesi’ni gezdik. Gezi programına Polatlı Belediye Başkanı Mürsel Yıldızkaya babasının rahatsızlığı nedeniyle katılamazken bize yardımcısı Veli Keskin ve kendisini Sakarya şehitlerine adayan Polatlı Belediyesi Tarihi Alanlar Genel Direktörü emekli Topçu Albay Kadim Koç rehberlik ederek yöre halkından ve savaş alanından topladıkları silah, mühimmat ve araç gereçlerin hikayelerini anlattı.  Müzede gördüğümüz silah, mühimmat, şarapnel parçaları ve muharebede kullanılan eşya ve malzemeler savaşın soğuk yüzünü adeta yüzümüzde hissettirdi. Emekli Albay Kadim Koç’un anlatımına göre Sakarya Meydan Muharebesinde şehit olup ismi bilinen 234 Ordulu vardı. Ziyaret ettiğimiz Duatepe'de şehit olan 81 askerin 23’ü  Orduluydu. Bu yüzden ziyaretimiz daha da anlamlanarak bu kez de Ordulu şehitlerimizin nezdinde tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anmış olduk.

Çanakkale savaşı gibi bir çok hikayesi bulunan ve stratejik konumu ile Anadolu için oldukça önemli olan Duatepe kanlı savaşların yaşandığı 1921 yılından bu yana 98 yıl geçmiş ancak buranın önemi maalesef daha yeni yeni anlaşılır ve anlatılır olmuş. O da ‘Şu Çılgın Türkler’ ve ‘Diriliş’ gibi romanların yazarı olan Turgut Özakman’ın sayesinde. Yolu bile neredeyse yeni açılan bölgede 22 gün 22 gece süren kanlı savaşın sonucunda 6 bin 137 subay/astsubay/erbaş-er şehit, 17 bin 307 yaralı olmak üzere 23 bin 444 kişi zayiat vermişiz. 30 bin de Yunan ordusu... Üstelik silah, araç gereç mühimmat ve uçak sayıları oldukça fazla olmasına rağmen.  Atatürk'ün arkasında, çocukluğundan beri hiç ayrılmadığı ve yanından ayırmadığı silah arkadaşı Salih Bozok'la birlikte, elinde dürbünle savaş meydanına baktığı o ünlü resmi verdiği yer de aynı yer, Atatürk’ün dünya askeri literatürüne kattığı "Hattı Müdafaa Yoktur, Sathı Müdafaa Vardır" sözünü söyleyip 70 kilometre kadar yurdumuza giren Yunanlılara canları pahasına geçit vermeyen yer de bu yerdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kaburga kemiği kırılıp, savaş meydanından ayrılmadığı da yerdir Duatepe… Zafer Tepesi…

İşte bu yüzden Adana nüfusuna kayıtlı Topçu Albay Kadim Koç daha önemli bir görev olarak gördüğü Sakarya ve Duatepe Şehitlerimize vefa borcumuzu ödemek  için emekli olup buraya dikkat çekmek için çalışmalara başlamış. Hala da devam ediyor. Ancak o da artık doğduğu topraklara Adana’ya gidip görevi nedeniyle zaman ayıramadığı ailesi, akrabaları, eş ve dostu ile zaman geçirmek istiyor. Hedefi 2023 yılına kadar çalışmak.

Peki bu sürece biz Ordulular olarak şehit atalarımızın maneviyatına nasıl katkı sunarız diye düşünüyorum da aklıma birkaç şey geliyor.

*Ordu Valiliğimiz İl ve İlçe Milli Eğitim müdürlerimize ve okul müdürlerine talimat verip buraya öğrenci, öğretmen ve veli gezileri düzenlenebilir.

*Ordu’da faaliyet gösteren tur şirketleri rotasını buraya çevirip, maneviyatı güçlendiren turlar yapabilir.

*Belediyeler muhtar ve vatandaşlara yaptığı gezi programlarını buraya yapabilir.

*Ordulu gazilerimiz 18 Mart Şehitler Günü ve 19 Eylül Gaziler Günü’nde buraya geziler düzenleyebilir.

Bu örnekleri daha çoğaltabiliriz ancak tüm kurum ve kuruluşlar bu manevi görevi kendine görev adlederlerse onlara minnettarlığımızı dile getirmiş ayrıca canları pahasına vermedikleri ve yattıkları o kutsal topraklarda da ruhlarını şad etmiş oluruz.

Bu anlamda bize maneviyatı yüksek gezi programını düzenleyen ve biz Ordulu basın mensuplarını ağırlayan başta Gazi Albay Yusuf Ziya Çol olmak üzere, Ankara Polatlı Belediye Başkanı Mürsel Yıldızkaya, yardımcısı Veli Keskin ve kendisini Sakarya Şehitleri’ne adamış Polatlı Belediyesi Tarihi Alanlar Genel Direktörü emekli Topçu Albay Kadim Koç ve Ordulu işadamı Muhammet Bozdağ’a yürekten teşekkür ediyor, tüm şehitlerimizi bir kez daha şükran ve minnetle yad ediyor, her Türk evladının burayı muhakkak ve muhakkak görmesi gerektiğini düşünüyorum.