Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de on milyon engelli vatandaş bulunuyor.

 “Sosyal alanlara bakıyoruz, yokuz. Eğitim alanlarına bakıyoruz, yokuz. İstihdam alanlarına bakıyoruz, yokuz.  Nerede bu insanlar? Biz sokakta değil 2 milyon engelli, 2 tanesini zor görüyoruz. Bu nedenle önce bu insanların dışarıya çıkabilmeleri için uygun ortam sağlanması gerekiyor”

2008 yılı öncesi alınan engelli raporlarının bugün herhangi bir sebepten dolayı yenilenmesi gerektiğinde engellilik derecesinin bugünkü sisteme göre değişikliğe uğradı. Örneğin yüzde 60 engelli sayılan vatandaşın derecesinin mevcut sisteme göre yüzde 30’a düşürüldü.

Oran yüzde 30’a düştüğü için engelli kişinin Devletten daha önce aldığı kazanımlar faiziyle geri isteniyor. Sen devleti kandırdın deniyor. O zaman alınan engelli raporları da devlet hastanelerinden alındı. Sistemi değiştirip doktoru yönlendirirsen, doktor da sistem ve kurallara göre rapor verecek. O yeni kurallara göre de ben sakat sayılmıyorum ama ben sakatım. Benim ayağım yok, gözüm yok, kulağım yok. Geldi mi bunlar geriye? Gelmedi. O zaman ben mi sakatım, sistem mi sakat? Devlet, vatandaşının sorunlarını çözüp kolaylaştırmak yerine engelli insanı daha çok engelli duruma getiriyor.”

 2005 yılında çıkan yasaya göre 2012 yılına kadar bütün kamu binaların engellilere uygun hale getirileceği belirtilmişti. Yollar, kaldırımlar, toplu taşımalar ve aklınıza ne geliyorsa yeni yapılacak her yer engellilere göre olacaktı. 2012’yi geride bıraktık. Tam 14 yıl geçmesine rağmen dağ fare doğurdu. Hala kaldırımlar bize göre değil. Şehir mobilyaları bizlere göre değil. Toplu taşımada belediye otobüslerinin yüzde 70’i engelliye uygun ama onlara da yoğunluktan dolayı binme şansımız yok.

5378 sayılı yasanın 13. maddesinde “Engellinin yaşamını kolaylaştıran her türlü araç gereçten ÖTV, KDV, katılım payı alınmaz ifadesi var.

Engelli olabilirsin ama yoksulluk da işin içine girince ikinci bir engellilik yaşıyorsun. Normal bir insan yoksulsa çaresini bulabilme şansı oluyor. Ama engelli insan, parayla kendi yaşamını kolaylaştırabiliyor. Bu nedenle sosyal devletin görevini yapması lazım.”

2022 ve evde bakım maaşında kişinin kendi maaşı kriter alınmalı hane halkının değil.

5378 nolu çıkarılan kanunun biran önce yürürlüğe girmesi çok acilen gerekiyor

Muayene ücretleri ve ilaç katkı payından muaf tutulmasını istiyoruz

YSK hala görme engelliler için oy pusulası uygulamış değil, onlarda seçme haklarını kendi öz iradeleriyle kullanmak istiyorlar.

Kaldırımlarda görme engelliler için yapılan sarı çizgide hala trafo, pano olduğunu görüyoruz

- kaldırım işgali esnaf tarafından devam etmekte

- Engelli otoparkı işgal altında

- Engelli rampaları hazır döküm olarak gayet kullanışlı ama yanlış işçilik ile amacın dışında monte edilmiş her biri

- TUM ( toplu ulaşım araçları) araçlarında Engelliler için demir rampa ya açılmıyor, ya şoför kendisi inmiyor

- 52 olan büyük ulaşım aracı Engelliler için daha uygun ama o da sadece ana yolda hizmet veriyor

- Engellilere dolmuşta yer kalmıyor

- Ordu kent konseyi hala engelliler meclisi kurmadı

- Ordu büyükşehir belediyesi hala Engelliler Koordinasyon merkezi kurmadı.

- Yürüyen merdivenli üstgeçit de asansör çok bozuluyor ve bakım yapan firma il dışından geldiği için çok uzun sürüyor buda engellilerin karşıdan karşıya geçmelerini imkansız hale getiriyor.

- Şarj cihazları sadece neden sahilde? Şehir içinde ihtiyaç duyulmaz mı? Ayrıca neden bu kadar sık bozulur ve neden tamiri çok uzun sürer ve neden bakım yapan firma il dışından getirilir?