Aylardan eylül oldu mu bizde farklı duygular olur. Hüzün ve veda bunların başında gelir. Eylül ayı nedense hep bir ayrılık ayıymış gibi gelir bize. Buna belki de bizi inandıran veya böyle hissetmemize neden olan yaprakların dökülmesi olabilir. Yaprağın dalından ayrılma hikayesi de bir nevi ömrünün bittiğini göstermiyor mu? Eylül ayı olunca yaprakların dalından kopması aslında onlar açısından bakınca bir ayrılık serüveni gibi.

Eylül ayı ölesine bize işlemiş ve kendini özel hissettirmişti ki şiirlerimizde de kendinden söz ettirmişti. Örneğin; Cemal Süreyya’dan;

Dalından kopan yaprakların

Sararan yanlarına yazdım adını

Sahte bir gülüşten ibarettin oysa.

Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu.

şiiri gibi.  Duygularımızı betimlememize de çoğu kez olanak sağladı Eylül.

Aslında hep hüzün olmadı tabi ki her ne kadar bu sene corana salgını yüzünden okullar açılamadıysa da Eylül ayını sabırsızlıkla bekleriz yeni başlangıçlar için. Okul döneminin başlaması yeni bir serüvene adım atma gibi gelir bize ve çok heyecanlı oluruz. Yeni dönem, yeni arkadaşlar, yeni ortam için.

Eylül yine bir çok hasadın sona erdiği, toprağın dinlenmeye geçtiği, bizlerin de kış hazırlıklarına başladığımız bir ay. Yani neresinden bakarsak bakalım kendini özel kılmayı başarmış bir ay.

Eylül ayının bu yıl ki özelinde corananın ikinci kez artışının hız aldığını da ekleyebiliriz. Artık corana çemberi çok daraldı. Ve yazımın sonuna gelirken dikkatli olalım, tedbiri elden bırakmayalım demeyi ihmal etmiyorum. Çünkü sorun gerçekten büyük bir sorun ve tedbirsizliğe mahal vermemeliyiz. Sağlıkla kalalım evde kalalım Ordu’m…