Yeşil altın fındık, yavaş yavaş olgunlaşma süresine yaklaşıyor. Bizler umutlarımızı, hayallerimizi, geçimimizi hep yeşil altının o seneki değeri üzerinden yaparız. Bir yıl boyunca bakımını yaparken de hasat yaparken de hep umutlanırız.

Fındık ayı yaklaşınca herkeste bir telaş bir hazırlık bir heyecan olur. Yaklaşan fındığın hasadı değil de sanki bayram gibidir bizim için. Anneler fındık yufkalarını, babalar bahçe işlerini, fındık çuvallarını ayarlarken, evin gençleri de izinlerini fındık ayına denk getirmeye çalışırlar. Fındık toplama zamanı geldiğinde tüm o umutlarla ve güzelliklerle birlikte fındık toplanır. Toplanan her fındık tanesi hayallerine veya ihtiyaçlarına kavuşmada bir taş atlama gibi değerlendirilir içten içe. Fındık ayı anıları asla bitmez. Asker anıları gibi kaç sene geçse de akılda kalır bu anılar.

Fındık ayı ve fındık işçisi sıkıntısı her sene olur az çok. Kimi kısım yerli işçi tercih ederken, kimi kısımda Doğu’dan gelen işçileri tercih ediyorlar. Bu sene koronavirüs yüzünden biraz tartışma konusu oldu. Gelsinler mi gelmesinler mi diye ama mecbur gelecekler. Çünkü hem onların para kazanmaya ihtiyacı var Hem de her evde o evin fındığını toplayacak kadar yeterli kişi yok. Korona bu alanda da bizi etkiledi. Çünkü gelecek işçilerin on beş gün karantina süresi olacak mı? Kimisi hasta olmasa da taşıyıcı olacaktır. Ordu genelinde zaten pozitif vaka sayısı artıyor. Bu da ekstra etki edecek mi diye düşünmüyor değiliz. Bunlar için gerekli önlemler fazlasıyla alınarak fındığa başlanmalı.

Fındığın ekonomik anlamda fiyatı umarım bu sene yüz güldürür.  Fındık, derdine çare görenlerin çaresi olur inşallah. Her sene olduğu gibi üretici ve esnaflar fiyat konusunda farklı düşünseler de bu sene haklının ve baskın karakterin artık üretici olduğunu görmek istiyoruz. Çünkü, ortadaki emek gerçekten büyük ve zahmetli bir emek.

O halde bu sene önce korona konusunda dikkatli olarak güzel bir hasat zamanı ve devamında da üreticinin memnun kaldığı bir fiyat ile karşılaşmasını temenni ederek yazımı sonlandırıyorum. Hayde fındığa Ordu’m…!