Seçimden sonra oluşan meclisimizin devraldığı Giresun Ticaret Borsamızın nereye gitmek istediğiyle ilgili bilgi vermek isterim.

Yaklaşık 2 yıl oldu biz göreve başlayalı. Yaşar İbaş beyin başkanlığında gelmiştik biz göreve ancak Yaşar Bey Belediye Başkanı olunca Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenmiş olduk.

Giresun Ticaret Borsası olarak Türkiye’nin 11. Borsasıyız bugün. 1926 yılında ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle kurulmuş eski bir borsayız. 11. olması Atatürk’ün fındığa verdiği önemi gösterir. Çünkü Giresun Ticaret Borsası’nın kurulmasının temelinde fındık yatar. Dolayısıyla Fındık bizim olmazsa olmazımız. Bizde Giresun Ticaret Borsası olarak ilkleri yapmakta ünlüyüz. Türkiye çapında ünlüyüz her bakımdan hem yerleşkesi bakımından hem hizmeti bakımından. Zaten A sınıfı Akredite bir borsadır Giresun Ticaret Borsası. Yakın zamanda tekrar A sınıfı Borsa olarak belgelendirilmemizle ilgili Ankara’da ödül töreni olacak.  Borsanın bu yerleşkesi biliyorsunuz Rahmetli Başkan Ahmet Başkanın burayı fındık pazarı amacıyla aldığı 30 dönümlük bir arazi. Burası alınırken amaç Borsa yerleşkesini buraya taşımak değildi. Amaç burada fındık pazarı oluşturmaktı. Bilinen meşhur fındık pazarının ‘fındık pazarı’ özelliğini kaybetmesinden dolayı bu pazarı buraya taşımaktı ama daha sonra gelişen şartlardan dolayı  bundan daha öncelikli şeyin lisanlı depo olduğu fikrine evrilince buraya bir lisanslı depo ve yanına da  hizmet binasının taşınması fikri gelişmiş. Bundan önceki yönetimlerimiz; rahmetli Ahmet Başkan’dan sonra bir dönem Yılmaz Kahyaoğlu daha sonra Mustafa Karadere, Mustafa Demirci, Temel Yanıkoğlu ve son olarak Yaşar İbaş başkanlığında hepsi bize kadar olan süreçte hep bir adım öne götürmeye çalışmışlar. Buradaki lisanlı depo sadece Türkiye’de değil Dünyada fındık üzerine yapılmış tek lisanslı depodur, örneğidir ve bugün birçok yerde örnek olarak gösterilen bir depodur. Umuyoruz ve istiyoruz ki bundan sonra başka yerlerde lisanslı depo yatırımları sürsün. Giresun için ve Fındık için bu olmazsa olmaz bir yapı. Hatta bizim bunu ilçe bazına taşımamızda gerektiğine inanıyorum. Yani lisanslı depoyu Espiye’ye, Tirebolu’ya beşer bin tonluk, onar bin tonluk olacak şekilde. Gerçi yönetmelik 10 bin tonun altına müsaade etmiyor ki belki de değişmesi gereken budur. Çünkü 10 bin tonda maliyetler artıyor kapasiteye göre verilecek teminat arttığı için. Belki de bu sebeple özel firmalar lisansı depoya uzak duruyorlar. Sadece kurumsal yapıda lisanlı depo kuruluyor ama bir şekilde yaygınlaşması şarttır Ordu’da, Samsun’da gibi. Aksi takdirde fındık ürününün sıkıntıları sürmeye devam eder.

Lisanlı depodan sonra bu yerleşkeye yerleşen Borsaya biz geldikten sonra ne yaptık? Bir defa burası projeler Borsasıdır ve devamlı proje üretir. Yaşar İbaş başkanlığı döneminde yine Doğu Karadeniz’in ilk çatı üstü güneş enerji santralini (GES projesini) yapıp TANAP iş birliğiyle beraber büyük bir kısmı hibe olmak üzere, yaklaşık 4 milyon TL’lik bir yatırımı yine Giresun’a, Ticaret Borsası’na kazandırıp geçenlerde açılışını yaptık. Üretimler sürüyor, hatta günlük 1600-1700 kilovatsaatlik ciddi üretimler yapılıyor. Bizim tüketimimizin yaklaşık 400 kilovatsaat olduğunu düşünürseniz geri kalan miktarı da satıyoruz. İkinci olarak inşaatı devam eden bir proje var. O da proje kapsamında Türkiye’de 4 tane yapılacak olan ileri seviyede teknolojik olarak gelişmiş Ar-Ge ve analiz laboratuvarlardan bir tanesi. Bu projede TÜBİTAK-MAM ile ortaklaşa yaptığımız ve içinde daha sonra TÜBİTAK yetkililerinin de işletmesine ve kontrolüne dahil olacağı gıda üzerine her türlü analizin yapılacağı yaklaşık 3 milyon Euroluk bir projedir. İnşaatı yakın zamanda biter ancak içindeki donanımların tamamlanması ile yaklaşık 1 yıl içinde bu projeyi de faaliyete geçireceğiz. 

Yeni projelerde geliştirmeye çalışıyoruz ama Giresun Ticaret Borsası ve bu meclis olarak bizim 3 ana proje hedefimiz var. Birincisi bizden önce başlamış ancak bir türlü gerçekleştirilememiş Fındık Müzesi Projemiz. Bu bizim iddiamız, Giresun’a kazandırmamız şart çünkü fındık dendiğinde Giresun akla gelsin istiyoruz. Başkalarının yaptığı projelerle ilgilenmiyoruz biz kendi projemizle ilgileniyoruz. O yüzden de yaklaşık 30 dönümlük bir arazi talebimiz var. Ama Giresun’daki en büyük problem arazi problemi. Belediye Başkanımızla bu konuları görüştük, taleplerimizi ilettik. Umuyoruz ve istiyoruz ki bir an önce bize bir arazi tahsisi yapılır ve biz Fındık Müzesini Giresun’a kazandırırız. Fındık Müzesi nedir; Fındığın bahçede oluşmuş halinden, toplanmasından, harmanından, pazara getirilip satılışından, manavdan alınıp kırılmasından, onun çikolataya dönüşmesine kadar var olan bütün hikâyenin anlatılması, ama sadece hikâyenin anlatılması değil aynı zamanda bunu bir yaşam alanına dönüştürmektir Fındık Müzesi.

Yani insanlar Fındık Müzesine gezmek için gelmeli. Çayını kahvesini içerken oturmalı, çocuklar parkta oynamalı ve sonrada en son fındığını alıp yoluna devam etmeli. Bir yaşam alanı oluşturmak istiyoruz Giresun’da Fındık Müzesi adı altında. Bu ana projelerimizden 1 si. Bunun dışında 2. Projemiz; Giresun’a girdiğinizden fındık şehri olduğunu anlamanız mümkün değildir. Çünkü fındığa ulaşamazsınız. Dışardan gelen bir yabancı gözüyle baktığımızda fındığa ulaşmak çok kolay değil. Yani bir Çorum’da leblebi almak gibi değil. İstiyoruz ki ana yol üzerinde satış noktaları koyalım ve Giresun’a gelen birisi yolun kenarında durup fındığını alıp, hediyelik paketlerini alıp devam etsin. Fındık derken, fındıkla ilgili işlenmiş her türlü ürünü, çikolatasını, krokanını, ezmesini vs.den bahsediyorum. Bunun içinde yer talebimiz var. Neresi bize yer tahsis ederse aynı şekilde (yaşam alanı) kurmak istiyoruz.

Üçüncü olarak ta; Giresun’da Fındık Pazarı mantığı yok oldu. Fındık pazarı yok oldu. Fındık alışverişleri bina altlarındaki dükkanlarda yapılıyor ve bu durum hem Giresun trafiğini etkiliyor hem alışverişi yapanlara zorluk oluşturuyor. Yüklemeler zor, boşaltmalar zor. Saklama yerleri sağlıklı değil. Bu iş buradan çıksın ve bir fındık pazarı, fındık çarşısı oluşturalım istiyoruz ve yine bununla ilgili şehirden alan talebimiz var yine belediyemize bunu ilettik. Biz yapacağız. Şehrin bir alanında da olabilir, iki alanında da olabilir, şehrin doğu ve batı yakası gibi. Talebimizi ilettik, batlamanın içerinde olabilir, aksu vadisinde bir yer olabilir. Fındık pazarını kuralım, dükkanları oraya yapalım, şehir içerisindeki fındık işi yapanları oralara nakil edelim ve fındık ticareti oralarda oluşsun. Dışardan gelen insanlar da fındığın alışverişini görmek isterlerse bu pazara gelsinler.

Biz Meclis olarak yapmak istediğimiz 3 ana projemiz var. Ancak bu 3 projenin de dayandığı temel nokta alan ve arazi problemi. Ve bunun bizim çözme şansımız yok. Bunun için Belediyeler ve Milli Emlak’ta müracaatlarımız var. Destek istiyoruz, diyoruz ki alan tahsis edin, siz gerisine karışmayın biz yapalım. Ama alan problemimiz sürüyor, o yüzden de ilerleyemiyoruz. Bizim buraya yani Borsa yerleşkesine katacağımız bir şey kalmadı artık. Burayı her şekilde her haliyle birinci sınıf (A sınıfı) bir borsa haline getirip kullanıma sunduk zaten üyelerimizin ve gelen misafirlerimizin.

Bir de bugünlerde güncel olan bir şey var onunla ilgili bilgi vereyim. Sayın Milletvekillimiz Cemal Öztürk bey açıkladı; 10-11 Nisan’da TMO’nun düzenleyeceği ve bizimde destek vereceğimiz bir Fındık çalıştayını inşallah burada yapmayı başarabileceğiz. Başta Sayın Tarım Bakanımıza, çalıştayı düzenleyen TMO Genel Müdürümüze ve TMO çalışanlarına bu kararı verdikleri için, ve bu karar için çalışmalarını sürdüren Sayın Milletvekilimize şehrimiz adına çok teşekkür ediyorum. Çünkü en azından Fındığın doğduğu yer olan Giresun’da Fındığın çalıştayının yapılması, bir an önce yapılacaksa da burada yapılması şarttır. Bunu sağladıkları içinde teşekkür ediyorum.

Yine güncel olarak TMO’nun fındık satış mevzusu var. Bu yıl TMO vasıtası ile yürütülen doğru bir fındık politikası var. Devlet TMO vasıtası ile alım yönüyle bir müdahale gerçekleştirdi başta 16,5-17 TL fiyatla. Piyasada etkisi olduğunu görüyoruz, gözlemledik. Çünkü fındık bir ara 14,5 TL’-ye kadar düştü ama toplam düşme ve yeniden 16 TL ye gelme süreci 15 gündür. Eğer Devletin orada mihenk olan fiyatı olmasaydı bu fiyat aşağıda uzun bir süre kalırdı, üreticimiz daha ucuza satmak zorunda kalırdı ve bu bizi memnun etmezdi. Çünkü ucuz satılan her fındık, Türkiye’ye her seferinde daha az girer döviz manasına gelir. Biz istiyoruz ki daha fazla döviz girsin. Bu yüzden de Devletin alım yönünde müdahalesi olduğu gibi çok yukarı pahalandığı zamanda bu sefer ürünün kullanımı azalıyor ki bu sebeple satış yönünde bir müdahalesi olması doğaldır. Bu aralar satışa çıkacağını düşünüyoruz. İnşallah piyasanın şartlarını çok bozmayacak iyi bir fiyattan satışını yapar. Ama tabi ki fiyatın takdiri tabi ki alanındır. Bizim piyasa olarak bizim geldiğimiz fiyat 20-21 TL aralığıdır ve fiyat olarak da üreticiyi ve elinde malı olanı da herkesi memnun edecek bir fiyattır diye düşünüyorum.