Günümüzde gıda endüstrisi besinlerdeki tuz ve şeker oranlarını azaltma çabasındayken tüketiciler de şeker oranı düşük ürün arayışı içerisinde. Dolayısıyla, piyasaya sürülecek neredeyse hiç kalorisi olmayan bir şeker türü, bedelini ödemeye hazır tüketiciler sayesinde şimdiden kendisine geniş bir pazar payı sağlamış durumda.

Alüloz tam olarak nedir?

Bu kalorisiz şeker, vücut tarafından sadece küçük miktarlarda metabolize edilebildiğinden "normal" şekere kıyasla çok daha az enerji sağlar ve enerjisinin büyük kısmı kullanılmadan vücuttan atılır. Başka bir deyişle sağladığı şeker tadını alırken, kalorisini vücudumuzda tutmayız. Üretim sürecinde molekül yapısı geliştirildiği ve bazı enzimler eklendiği için, alülozun %70-84’ü sindirim sisteminde emilmekte ancak kalori olarak kullanılmaksızın idrarla atılmaktadır.

Alüloz, doğada çok kısıtlı olarak buğdayda, incirde ve kuru üzümde bulunur.

Alüloz’un Glisemik İndeksi

Glisemik indeksi çok düşük olan alülozun kan şekeri veya insülin salınımı üzerindeki etkisi de sofra şekerine oranla çok daha azdır. Bu yüzden, diyabet hastalarının bile alülozu güvenli şekilde kullanabileceği öngörülmektedir.

Ayrıca, yapılan çalışmalar alülozun bağırsak bakterileri tarafından fermantasyona direndiğini, şişkinlik, gaz veya diğer sindirim problemleri olasılığını asgariye düşürdüğünü, aynı zamanda anti-inflamatuar özelliğinden dolayı obeziteyi önlemeye ve kronik hastalık riskini azaltmaya yardımcı olabileceğini de göstermektedir.

Alüloz nasıl elde edilir?

Sofra şekeri üretiminde şeker pancarı genellikle önce küçük parçalara bölünür ve bunlar yaklaşık 70°C sıcaklıktaki suyun içine konur. Elde edilen şerbet birkaç adımda kaynatılır, temizlenir ve son aşamada rafine sofra şekeri elde edilir.

Alüloz da rafine sofra şekeri gibi şeker pancarından elde edilir. Ancak üretim sürecinde molekül yapısı geliştirilerek içerdiği kalori bir bakıma „kapsüllenir“. Ardından bazı enzimler, alülozun insan vücudunda metabolize edilirken kalorisinin kullanımını engeller. Diğer bir deyişle alüloz sindirim sistemince absorbe edilmekte, ancak enerjisi kullanılmadan atılmaktadır.

Alüloz üretiminde şekerin molekül yapısı „kodlanmaktadır“. Öncelikle şeker pancarından elde edilen sofra şekeri, fruktoz ve glikoza ayrılır. Ardından bazı enzimler sayesinde fruktozdaki alüloz ayrıştırılır. Bu şekilde şeker pancarından doğal olarak rafine edilmiş, kalorisi insan vücudunda tutulmadan atılan bir şeker türü, yani alüloz elde edilmiş olur.

Alüloz gerçekten kalorisiz mi?

1 g alülozda 0,2 kcal bulunurken, sofra şekerindeki kcal miktarı bunun 20 katıdır, yani 1 g sofra şekeri 4 kcal içermektedir.

1 gramında 4 kcal içeren sofra şekeri ile karşılaştırıldığında bu oldukça düşük bir miktardır. 100 g için hesaplandığında alülozun 100 gramı 20 kcal içerirken sofra şekerinin 100 gramı 400 kcal sağlamaktadır.

Alüloz sofra şekerinin %70’i kadar tatlandırma sağlayabilmektedir.

Tüm bu özelliklerinden dolayı alülozun, 2-3 yıl içerisinde Avrupa Birliği Gıda Ürünleri konseyince onaylanması ve tüm tüketicilerin ulaşabileceği bir ürün olarak piyasaya sunulması bekleniyor.Ayrıca, alülozun, eser miktarda kalori içermesine rağmen Avrupa’da „kalorisiz ürün“olarak onaylanması beklenmektedir.

Öte yandan vücut üzerinde gerçekten olumsuz bir etkisi olup olmadığı da henüz yeterince araştırılmamıştır. Bekleyelim ve gelişmeleri görelim!  *YENİDÖNEM

Editör: TE Bilişim