Ceylan yaptığı yazılı basın açıklamasında, “Türkiye de 2002 yılından sonra yaşanan vahşi kapitalizm politikalarından, sağlık alanıda nasibini aldı. Sendika olarak “sağlıkta özelleştirme iş barışını bozar, hastalar nitelikli sağlık hizmetleri alamaz” dememize rağmen bizlere kulak asmayan “ben yaptım oldu” mantığı ile sağlık alanında hiçbir kuruluşa ve DKÖ (demokratik kitle örgütü) ne sorulmadan yapıldı.

Şimdi geldiğimiz zamanda geçmişte ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha gördük, artık sağlıkta iş barışı kalmamıştır. Yıllarca hep bir arada omuz omuza tek düşüncesi halkın sağlığı için çalışan çeşitli kadrolardaki sağlık emekçileri artık iş barışının bozulmasından dolayı huzursuzlar. Yıllar önce sendikal mücadelenin önünde duramayan siyasi iktidarlar, var olan yapıyı bölerek yeni sarı sendikalar oluşturdu. Bugün geldiğimiz noktada ise bu yapıları da bölerek hızla meslek sendikacılığının önünü açmış durumda ve böl parçala yönet mantığı ile ülkedeki örgütlenmeyi yok etmeyi hedefliyor. Son günlerde Ülkenin birçok yerinden meslek sendikaları yöneticileri, işyerlerinde günün çoğu zamanını birlikte çalıştığı arkadaşlarını yok saymaya başlamış ve üzülerek söylüyorum ki, had aşan kelimeler sarf edilmeye başlanılmıştır. En son ilimizde bir meslek sendikası yöneticisi hastanelerde çalışan sağlık emekçilerini yok sayarak “bizler sağlık çalışanı değiliz, şimdi binalardan çıktık geride kalanlar sağlık hizmeti versinler bakayım” diyerek diğer kadrolarda çalışanları yok sayarak, iş barışını bozarak sağlık emekçilerini hakir görmüştür.

Sağlığı bir bütün ve ekip hizmeti olarak gören bir sendikanın başkanı olarak bende buradan şunu mu demem gerekiyor, “Hizmetli arkadaşım temizliği yapmamış olsa hasta taşıma işine bakmamış olsa, hemşire arkadaşlarım tedavileri ve yapılması gereken takipleri yapmamış olsa, röntgen, laboratuvar çalışanı arkadaşlarım, şoför, memur, güvenlik arkadaşlarım,  ATT ve teknik personel arkadaşlarım onlarda binalardan çıkmış olsa kim nasıl tedavi yapar” buradan sesleniyorum ucuz söylemlerle kurumlarımızda iş barışını bozmayın, bugüne kadar birlikte çalıştığımız arkadaşlarımızla aramıza nifak tohumları atmayın. Hak aramak her insanın temel hakkıdır ama bu hak aramak başkalarının haklarını yok sayarak, onları küçümseyerek yapılamaz. Sendika hiçbir zaman bireysel olamaz, sendika hak arama mücadelesinde toplumsal düşünceye hitap etmeli, diğer türlüsü dernekten öteye gidemez. Onun içindir ki hak aranırken herkes diline sahip olmalıdır, ağzından çıkanı kulağı duymalıdır.

Bir kez daha sağlık emekçilerine sesleniyorum, bu söylemler sizleri üzmesin, bu söylemlerle moral motivasyonunuzu düşürmeyin, hiçbir arkadaşım birbirine farklı bakmasın bu mücadele hepimizin ve bizler birlikte güçlüyüz. Bu mücadelede “kendini bilmez, ağzından çıkanı kulağı duymaz, egosunu aşamayan bireysel söylemler ancak mücadeleyi sekteye uğratmaktan öteye gidemez” ifadelerine yer verdi. Haber Merkezi

Editör: TE Bilişim