7 milyona yakın çalışanı ilgilendiren yeni asgari ücreti belirleme çalışmalarında devam eden resmi süreçte ikinci toplantı Türk-İş'in ev sahipliğinde yapıldı. Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder'in başkanlığındaki toplantıda, işveren heyetini Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), işçi heyetini ise Türk-İş temsil ediyor.

Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder, bu sene belirlenecek asgari ücretin hem işçi hem işveren hem de devlet için önceki yıllara göre daha önemli olduğunu düşündüğünü belirterek, “1951’den bu yana ülkemizde asgari ücret belirleniyor bu sene de aynı amaçla bir araya geldik. Daha önce 2019, 2012 ve 2008 de olduğu gibi bu sene de asgari ücretin oy birliği ile hem işçi hem işveren hem de devletin ortak bir kararla çıkmasını diliyorum” ifadesini kullandı.

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, daha önce bu seneki asgari ücretin 45 seneye bedel bir asgari ücret olacağını söylediğini anımsatarak, “O zaman ülke şartları bu durumda değildi, daha iyiydi. Her zaman ifade ediyorum bu yapıyı bir daha gözden geçirmek gerekiyor hem sendikalar için hem işverenlerimiz için hem de hükümetimiz için. Burada 5 işveren, 5 işçi, 5 hükümet temsilcisi var uzun yıllardır biz ortaklaşa beş kere anlaşmaya şahit olduk onun dışında anlaşma imkanı bulmadık. Zaman zaman kamuoyunda arkadaşlarımız konuşuyor, bizim dışımızdaki sendikalarla birlikte ortaklaşa toplantı yapıyoruz ama masada Türk-İş var. 7 milyonu aşkın bir topluluk bu asgari ücret ülke gündemine geldiği zaman belirleme ücretiydi ama son yıllarda bu ücret geçim ücreti oldu. 7 milyona yakın insan bununla geçinmeye çalışıyor. Aile olarak bakıldığında 30 milyonun üzerinde bir rakam, ülkenin üçte birinden daha fazla. Yani insanların yüzde 99'u asgari ücretin üstünde ücret alıyorlar ama öyle bir noktaya geldi ki özellikle otellere baktığınız zaman, sosyal yaşam alanlarına baktığınız zaman, akşam 4-5'ten sonra çalışanların 4'te 3'ü asgari ücretli, bir bölümü emekli, bir bölümü de memur. O tabloda tabiri caizse asgari ücretli ve dar gelirli son yıllarda uyumuyor desem yanlış bir ifade kullanmam. Çünkü ek iş yapmak mecburiyetinde bununla bu çarkı döndüremezsiniz” diye konuştu.

İşverenlerin üzerindeki yükün ne olduğunu işveren temsilcisinin de kendisinin de bildiğini kaydeden Atalay şöyle devam etti:

“O yükü üzerlerinden almak gerekiyor ama ondan önemlisi bizim için ortadaki bu ücretleri gözden geçirmek gerekiyor. Son 2-3 ayda temel gıda maddelerine gelen zamlar ortada. 30-35-40'ın üzerinde olan rakamlar var. Gücünüzün yettiği kadar bunları değerlendireceğinizi biliyorum. Bakan Bey ile konuşup öyle çıktım buraya biz de memurlar da enflasyon üstünde zam olduğu zaman devlet bize onları yansıtıyor. Enflasyon neyse o rakamı bize de veriyorlar. Bakan Bey, enflasyonun üzerinde ne varsa kümülatif olarak tamamlamayı düşündüklerini ifade etti. Bunu yaptıkları zaman işçiye de aynısını yapacaklar mecburen, işçiyi bunun dışında tutmaları mümkün değil. Ülkeyi yönetenler bununla ilgili önümüze makul, mantıklı bir rakam getirirlerse kısa bir zamanda ortaklaşa beraber imzalayalım ama bizim beklentimizin altında kalacak bir rakam olursa biz buna katılmayacağımızı söylüyorum.”

Bakan Bilgin’e rakamı söylediğini belirten Atalay, “Arzumuz bir an evvel önümüze bir rakam gelsin ve bağlayalım, kamuoyunu fazla meşgul etmenin anlamı yok. Siyasilerin açıklamalarını takip ediyorum bu sene belki tarihinde olmadığı şekilde toplumun tüm kesimleri bununla ilgili fikir beyan ediyor. Şimdi bir araştırma yapılıyor araştırmanın bir tarafı da biziz, yolda gelirken Gerede'de benzinlik çalışanı ile konuştum, fırındaki kızla konuştum ne beklediklerini sordum, toplumun beklentisi yüksek. İnsanların tebessüm edeceği, mutlu olacağı bir rakama hep beraber imza atmak istiyoruz. Zorda olan işyerlerine katkı sağlanması gerekiyor, bununla ilgili bir iyileştirme, düzenleme yapılırsa yahut vergi ile ilgili bir düzenleme yapılırsa zaten bizim vergi ile ilgili sıkıntımız var. Ocak ayında aldığımız ücretin aşağı yukarı yüzde 25'ini Aralık ayına geldiğimiz zaman alamıyoruz. Kamuoyunda oluşan rakamlar ortada, oluşan rakamların altında da bir rakama evet dememiz mümkün değil. İnşallah umduğumuz gibi olur, hep beraber zevkle imzalarız” dedi.

TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç da çalışanları ve işyerleri için ama en önemlisi Türkiye için güzel bir toplantı olmasını diledi.

2022 yılı asgari ücretini belirlemek üzere Asgari Ücret Tespit Komisyonu, ilk toplantısını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin başkanlığında 1 Aralık’ta gerçekleştirmişti. Haber Merkezi

Editör: TE Bilişim