İLKOKUL ÇAĞINDAKİ ÇOCUKLARIN DÖRTTE BİRİNDE GÖRME BOZUKLUĞUNA RASTLANIYOR

Öğrencilerin görme fonksiyonları çoğu zaman okul performansları üzerinde etkili olabiliyor. Görme zorluğu çeken çocukların, sınıf içi motivasyonu ve derse katılımı düşüyor. Op. Dr. Özgür Gözpınar, göz sağlığının okul başarısı üzerindeki etkileri konusunda aileleri bilinçli yaklaşmaya davet ediyor ve yeni eğitim-öğretim dönemi başlamadan çocukların göz muayenesinden geçirilmesi gerektiğini belirtiyor.

Eğitim çağındaki bir çocuğun başarı sağlaması için; ruhsal olgunluğa erişmiş ve fiziksel fonksiyonlarının sağlıklı çalışıyor olması gerekiyor. Op. Dr. Özgür Gözpınar, ‘Çocuklar, okuma ve yazma başta olmak üzere okul yıllarında birçok şey öğrenirler, görme burada anahtar role sahiptir. Ayrıca spor ve oyun aktiviteleri için de görme çok önemlidir. Çocuk görme duyusunu okulda aktif olarak kullanır, bu fonksiyondaki zayıflık hem öğrenme güçlüğüne hem de performans düşüklüğüne sebep olur. Okul çağındaki çocukların 6 aylık aralıklarla düzenli göz muayenesinden geçirilmesi ve göz sağlığının kontrol altında tutulması gerekir.’ diyor.

Görme yetisi ve öğrenme performansı arasında paralel bir ilişki vardır. Fakat, pek az veli çocuğunun okul performansı beklenenin altında olduğunda, bunun bir göz probleminden kaynaklanabileceğini fark eder. Çocuk, sınıf atladıkça okul kitaplarındaki harflerin boyutu da küçülür. Çocuğun gözlerini kısarak uzaktaki yazıları okumaya çalışması, okurken gözlerinin sulanması, nesnelere çok yakından bakması, okurken baş ağrısı hissetmesi, okuduğunu takip edememesi, satır atlaması ya da okuduğunu parmaklarıyla takip etmesi göz rahatsızlığı yaşadığının belirtileridir.

Dr. Özgür Gözpınar, ‘Bir çocuktaki göz bozukluğu okulda geçirilen zamanda öğretmen, evde ise ebeveynler tarafından gözlemlenerek tespit edilebilir. İlkokul çağındaki çocukların 1/4‘ünde görme problemi vardır ve bu nedenle düzenli göz muayenesi gereklidir. Bu dönemde yapılan düzenli göz muayeneleri ile rahatsızlık zamanında teşhis ve tedavi edilerek çocuğun okul motivasyonu artırılabilir’’ diyor. Çocuğunuzda göz problemi olduğunu fark ettirecek bazı belirtiler ortaya çıkar. Bunlardan bazıları ışığa hassasiyet, gözlerin sürekli kırmızı ve sulu olması, gözlerde dışa kayma, aşırı göz kırpma, konsantrasyon azlığı, bir gözü kapatmaya eğilim, gözü kısarak bakma, kitap okumadan kaçma, televizyonu yakın seyretme, baş eğme ve vücutta pozisyon bozukluğu, okuduğu satırı kaybetme ve parmak ile satır takibi, potansiyellerinin altında öğrenme performansı, çirkin yazma olarak sıralanabilir.

Göz bozukluğu disleksi, hiperaktivite ve konuşma problemi gibi ciddi rahatsızlıkların ortaya çıkmasına sebep olabilir.

Okul yıllarında bir problem yoksa bile düzenli göz muayenesi çok önemlidir. Eğer saptanmış problem varsa göz doktorunun önerdiği aralıklarla kontrollere devam edilmelidir. Önerilen gözlük ve diğer tedavi yöntemleri eksiksiz uygulanmalı ve takibi aksatılmamalıdır.

Görme yeteneğinde problem olduğunda öğrenme güçlüğü buna bağlı olarak da stres, hırçınlık ve davranış bozuklukları gelişebilir. Dr. Gözpınar, ‘Bu çocuklarda yakın görme problemleri, okumadan kaçma, isteksizlik, yorgunluk ve baş ağrıları oluşabilir. Bazı çocuklara okuma güçlüğü nedeniyle yanlışlıkla hiperaktiviteye bağlı dikkat eksikliği tanısı koyulabilir. Okul yıllarında görme çok hızlı değişebilir. Bu dönemde en çok görülen bozukluklar; yakın görmede sıkıntı (hipermetropi), uzak görmede sıkıntı (myopi) ve bazen de düzensiz görme (astigmatizma) olarak sayılabilir. Ayrıca düzeltilmemiş görme problemleri disleksi ve konuşma problemlerinde de artışa sebep olur.

Editör: TE Bilişim