Erkeklerde prostat kanserinden gerçekleşen ölümlerin başlıca sebebinin geç teşhis olduğunu vurgulayan Prof.Dr. Taner Divrik, “Diğer kanser türlerinde olduğu gibi prostat kanserinde de erken teşhis, hastalığı yenme şansını büyük oranda arttırır. Bu sebeple erkeklerin vücudunu ve vücudunun verdiği tepkileri tanıması prostat kanseri tedavisinin başarısında çok önemli bir unsurdur” dedi.

“ERKEKLERİN YÜZDE 30’UNUN BİLGİSİ BİLE YOK”
Prostat kanserine sebep olabilecek semptomların erkekler tarafından iyi tanınmadığının altını çizen Dr. Divrik, “Erkeklerin yüzde 50’sinden fazlası prostat kanseri semptomlarını bilmediğini söylerken yüzde 30’unun ise hastalığın ne olduğuna dair bile bilgisi yok. Bu üzücü tablo da, hastalığı farkında olamamaya sebep oluyor. Böylece teşhis koymada ve paralelinde tedavide de geç kalınıyor” dedi.
 

KİMLER RİSK ALTINDA?
Divrik, “Ailede (baba, amca, dayı, dede, erkek kardeş) prostat kanseri öyküsü varsa prostat kanseri görülme olasılığı 2-3 kat artmaktadır. Bundan dolayı aile öyküsü olanlarda 45 yaşından itibaren, aile öyküsü olmayanlarda 50 yaşından itibaren rutin prostat muayenesi ve tetkiki yılda bir kez yapılmalıdır” diye konuştu.
 

“PROSTAT KANSERİ ERKEN EVREDE HİÇBİR YAKINMA VEYA BELİRTİ GÖSTERMEYEBİLİR”
Prostat kanserinin erken evrede hiçbir yakınma veya belirti göstermeyebileceğini belirten Divrik, belli başlı semptomları şöyle sıraladı;
İdrara sık çıkma, ani idrar kaçırma, cılız idrar yapma, idrarı tam boşaltamama, idrarda kan, menide kan, hastalığın evresine göre kemik ağrısı. Haber: Erkan DOĞAN / BSHA

Editör: TE Bilişim