Başkan Karataş açıklamasında, “Kamuoyunun malumları olduğu üzere hükümetimiz tarafından bugüne kadar fındık üreticisine yönelik alan bazlı destek uygulaması yapıldı ve uygulama devam ediyor. Fındık için her yıl belirlenen fiyatın yanı sıra gübre ve mazot desteği ile birlikte dekar başına verilen bu destek üreticinin daha kaliteli ürün üretmesini, bahçesine daha iyi bakım yapabilmesini bu sayede de dünya pazarına ulaşan ürünün rakipsiz kalitede tutulabilmesini sağlaması açısından oldukça önemli ve üreticinin en önemli kozlarından biri.

Bu noktada 2009 yılından bugüne dek bu konuda kararlılıkla istikrarlı bir tutum gösteren hükümetimize tüm üreticilerimiz adına bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Diğer yandan 2009 yılından itibaren uygulanan yöntemde en son 2014 yılında dekar başına 170 TL olarak bir fiyat belirlenmiş ve o günden bugüne dek yani tam sekiz senedir bu fiyat ve oran değişen onlarca farklı parametreye rağmen sabit tutulmuştur. Bu durum da ne yazık ki kalitenin üst seviyede tutulması ve verimliliğin arttırılması için çok önemli olan bir etkeni sürdürülebilir olmaktan uzak kılmıştır.

Kalite ve verimlilikte istikrarı yakalayamamanın sonucunda ise somut örneklerle İtalya gibi ülkeler son yıllarda pazar payını arttırabilirken Fransa, Çin gibi ülkeler ise ürün verimliliği konusunda dünyada lider konumda yer almayı başarabilmişlerdir. Uluslararası piyasada yaşanan bu değişimler ülkemiz açısından endişe vericidir.

2014 yılından başlayarak günümüze kadar maliyetlerde yaşanan değişimleri hangi emtia ve/veya değer üzerinden izlersek izleyelim alan bazlı gelir desteğinde dekar başına ödenen ücretin yıllar içerisinde eriyerek işlevsiz bir tür ilave ödeneğe dönüştüğü, kaliteyi yükseltmekte ve verimliliği arttırmakta bir etken olması beklenen bu ödemenin kalite sağlayacak girişimlere kaynak olmaktan giderek uzaklaştığı net olarak görülmektedir.

İddiamızı somutlaştırmak adına enflasyon verilerine bakabilir, 2015 yılından başlayarak yıl yıl tüketici fiyat endekslerindeki değişimi yüzdelik bazda inceleyebiliriz.

2017 yılına kadar değişim yüzdesi %10-11’ler düzeyinde izlenirken sonrasında bu rakamın %15’lerin yakın zamanda ise artık %35’lerin üzerine çıktığını görebiliriz. Hata değişim yüzdesi içinde bulunduğumuz yılı bir önceki yılın aynı dönemine kıyasladığımızda %40’ı da aşmıştır. TÜFE’de vurguladığımız yıllar sürecinde yaşanan bu değişim sırasında alan bazlı destek ödemesi dekar başına her yıl yine 170 TL olarak kalmıştır.

Fındık üretiminde önemli girdi maliyetlerinden biri olan işçi ücretlerine de geriye dönük olarak baktığımızda 2015 yılından başlayarak ücretlerin her yıl minimum %20 – 25’ler seviyesinde artış izlediğini görüyoruz. İşçi ücretlerinde de değişim düzenli artış yönünde devam ederken alan desteği sabit kalmıştır.

Etkileyici bir veri olarak 2015 yılında 1kg fındık ile bir üreticimizin 4lt mazot satın alabildiğini görüyoruz, 2019 yılında bu üreticimizin satın alabildiği mazot miktarı 2,5 litreye içinde bulunduğumuz günlerde ise 2 litrenin de altına düşmüştür.

Döviz kurlarındaki değişim zaten kamuoyunun malumudur. Bu dramatik değişimler karşısında da alan bazlı destek ödemeleri doğal olarak işlevsiz kalmıştır.

Fındık uzun yıllardır ihracat bazında ülkemizin en önemli kozlarından biri olmuştur. Verileri izlediğimizde uluslararası arenada bu konuda elimizin giderek zayıfladığını hem ihracat alanında hem de ürün verimliliği konusunda ülkemizin her yıl biraz daha güç kaybettiğini üzülerek müşahede ediyoruz.

Varılan noktada elimizdeki veriler ürün verimliliği ve kaliteyi geliştirmek konusunda acil tedbirler almamız gerektiğini bizlere açıkça söylerken alan bazlı destek ödemelerini günün koşullarının çok altında bir seviyede tutmaya devam etmenin getirisi hem bölgesel hem uluslararası anlamda daha fazla güç kaybetmemizi sağlayacak ve telafisi zor sonuçlar doğuracaktır.

Bu noktada Bölge Vekillerimiz ve ilgili Bakanlıklarımız başta olmak üzere devletimizin ilgili birimlerinden ve Sayın Cumhurbaşkanımızdan talebimiz artık açık ve net bir şekilde ihtiyacı gözlemlenen alan bazlı destek ödemelerinde içinde bulunduğumuz koşullar doğrultusunda bir güncelleme yapılmasıdır.

Dünyada lider konumda olduğumuz ürünümüzün gelişimi, değerinin korunması ve arttırılması ulusal bir mesele olarak ele alınmak suretiyle gerekli tedbirler ivedilikle alınmalıdır.

Kamuoyunun bilgisine saygılarımla arz ederim.” Haber Merkezi

Editör: TE Bilişim