“Ürünümüzün çürümesini, suyumuzun zehirlenmesini istemiyoruz”

Basın açıklamasında; “Bu şehirde yaşayan bir insan olarak ürünümüzün çürümesini, suyumuzun zehirlenmesini istemiyoruz” diyen  Ordu SMMM Odası Bahadır Baş şöyle konuştu: Fatsa'da şuan 100 bin kişi yaşıyor, 20 yıl sonra 20 binlere ineceği söyleniyor. Kaz Dağları'na nasıl hassasiyet gösterildiyse, Fatsa dağlarının da aynı şekilde sahiplenilmesini istiyoruz. Biz bir eylem ya da açıklama yapmaya gelmedik. Anayasanın 56. maddesi diyor ki; "Herkes sağlıklı bir çevrede yaşamak zorundadır. Devlet ve vatandaşlar da bunu korumakla görevlidir." Biz bu görevi yapmaya geldik. Maalesef Fatsa ve Ordu'nun bu konuya hassas olmadığını görüyoruz. Bizden önce açıklama yapması gerekenlerin buraya destek vermediğini görüyoruz. Fatsa STK'ları işin içine girmiyorlar. Sahiplenmelerini istiyoruz. Biz buraya bir kurum, oda adına değil, bir vatandaş ve Ordulu olarak geldik."

“Bu ülkeyi yönetenler bizi sevmiyorlar mı?”

İstanbul SMMM Odası Başkanı Yücel Akdemir ise; "Bir avuç insan bu mücadeleyi sürdürüyorsunuz. Bizlerde size yeteri kadar destek olamıyoruz. Bugün bir başlangıç. Size İstanbul'dan katkı sunmaya çalışacağız. Amerika, Kanada bu işe siyanürle izin vermiyor. Bu ülkeyi yönetenler bizi sevmiyorlar mı? Sadece bunu bize izah etsinler. Neden onlarda siyanür yokta bizde var? Hepimizin yaptığı işlerde yanlışı, eksiği, hatası olabilir ama bu hata değildir artık.  Çevreyi kirletmek, çocuklarımıza yaşayabileceği bir dünya bırakmamak bu ülkeye ihanettir. İzin verenler, bu işi yapanlar ve sahip çıkmayanlar da bu ülkeye ihanet ediyor. Fatsa, Kaz Dağları kadar gündeme gelemedi ama burada durum Kaz Dağları'ndan daha vahim. Bu iş ilerlediği gelecekte zaman denize kadar olanda yaşam olmaz. Burada ne insanların ne de hayvanların yaşaması mümkün değil. Herkesin aklını başına alıp, ahlaklı ve düşünceli davranması lazım. Bu mücadelenin devam etmesi lazım. Bu ufak ateş büyümeli. İşimiz zor" diye konuştu.

“Bu ülkenin toprağına, suyuna yazık “

İstanbul YMM Odası Başkanı YMM Vehbi Karabıyık da; "Ülkede maden aranıyor. Kimse buna ses çıkarmıyor. Siyanürler altın arama yüzünden bu ülkenin toprağına, suyuna yazık olur. Bizde Ordulu olarak elden geldiğince bu sesi duyurmaya çalışacağız" dedi.

“Çocuklarımızın geleceğini mahvetmek hiçbir vicdana sığmaz”

Yapılanların vicdana sığmayacağını aktaran Fatsa Doğa ve Çevre Derneği Başkanı Zeki Odabaş; "Yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin insanların hayrına kullanılması taraftarıyım. Ancak böyle siyanürlü gibi maddelerle bu ülkenin, çocuklarımızın geleceğini mahvetmek hiçbir vicdana sığmaz. Şu alanda 500 yıl ot, yaprak bitmeyecek, karınca bile gezmeyecekse, geleceğe böyle bir çöl mü bırakalım? Yoksa yer altı zenginlikleri hazır olan bir ülke mi bırakalım. Her türlü mücadeleyi yapacağız" şeklinde konuştu.

Her türlü mücadeleyi göstereceğiz

Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Av. Nur Hilal Gündüz, maden sahasını genişletmeye çalıştıklarını söyleyerek; "2013 yılında ÇED raporunun çıkmasının ardından 2015 yılından itibaren tam kapasite olarak çalışmaya başlayan maden işletmesi çalışmalarını sürdürüyor. Burada siyanürle altın arama madenciliği yapılmakta. Maden sahasını 5 kat daha genişletmeye çalışıyorlar. Yeniden bir ÇED raporu almaya çalışıyorlar. Bu yıl sonu itibariyle süreleri doluyor. Her türlü mücadeleyi göstereceğiz" dedi. Haber: Berrin KESKİN

Editör: TE Bilişim