Kimi çocuk için keyifli bir heyecan, kimi çocuk içinse tedirgin bir bekleyiş olan okul hayatının başladığı şu günlerde okul fobisi en sık karşılaştığımız problemlerden biridir. Rakipsiz oldukları, tüm ilginin üzerlerinde odaklandığı, kendilerini güvende hissettikleri ev / aile ortamından çıkıp onlarca akranının olduğu bir ortama  alışmak kuşkusuz çocuklar için endişe kaynağıdır. Çocuklar yeni ortamlara kolaylıkla uyum sağlayabilseler de, söz konusu okul olduğunda, adaptasyon yetenekleri ne kadar güçlü olursa olsun, zorluk yaşayabiliyorlar. Her adaptasyon gerektiren süreçte çeşitli ölçülerde kriz olma özelliği taşıdığını bilmekteyiz. Örneğin okul ziliyle ilk kez tanışacak olan minikler için “ayrılık anksiyetesi" başta olmak üzere çeşitli sorunlar gelişebiliyor. Söz konusu okula yeni başlayacak olan minikler olduğunda bu adaptasyon sürecinde öğrencilerin ruhsal gelişimlerinde bir problem oluşmaması için de ebeveynlere  büyük görevler düşüyor.

Bir diğer yandan okul fobisi için çocuktan kaynaklı değil aileden kaynaklı olabileceğini söyleyebiliriz. Aile, çocuğun okulda zarar göreceği, kaybolacağı yemek yiyemeyeceği, akranlarıyla uyum sağlayamayacağı, öğretmeninin ilgilenemeyeceği gibi korkular yaşıyor olabilir ve bu durum çocuğa hissettirildiğinde çocuk bu duygulardan etkilenerek kaygı geliştirir bu nedenle anne ve babasının yanında olmasını, ayrı kalmamayı diretir, bu durum çocuğun öğretmeni ve arkadaşları ile kurması gereken duygusal bağı geciktirmektedir.

OKUL FOBİSİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Genellikle anneye yada bakım vereni kimse o kişiye bağımlı bir çocuğun aniden ayrılmasıyla ortaya çıkan bu durum, çocukta mide bulantısı, karın ağrısı ve baş dönmesine neden olur. Bu şikayetler genellikle okul için uyanılan sabahlarda veya  yatmadan önce görülür. Eğer anne-baba çocuğun bu durumu karşısında endişelenir ve onu okula göndermezse bu davranış alışkanlık haline gelebilir. Okul korkusuna bağlı olarak çocukta uyku problemleri ve alınganlık görülebilir. Çocuğunuz bir süre sonra okula gitme ve ödevlerini yapma konusunda umursamaz tavırlar sergileyebileceği, ilerleyen dönemde ağırlaşarak depresyona dönüşebilirliği olan bir durumdur.

Peki çocuklarımızın geleceğini etkileyecek bu dönemde ebeveynlere düşen görevler neler? Okul ile uyumları için neler yapılabilir?

Okula yeni başlayan çocuklar için öncelikli hedef, akademik başarıdan çok çocuğun okula uyumu olmalıdır. Okul başlangıcı çocuğun hayatında önemli bir adım olduğu için, okula olumlu bir başlangıç yapmak, çocuğun okul hakkındaki olumlu düşüncelerin gelişimine katkı sağlar, bahsettiğim bu olumlu başlangıcı sağlamak adına şunları söyleyebilirim :

Öncelikle Kendi kaygınızı kontrol altına alınTüm aile için yeni bir düzen anlamına gelen bu süreçte siz ebeveynlerin çocuklarından ayrılma ile onların okul adaptasyonuna dair oluşan kaygınızı kontrol altında tutmanız ve çocuğunuza yansıtmamanız gerekmektedir. Bu kaygılarınızı çocuğunuza yansıtırsanız, sonrasında onun kaygıları için ne söylerseniz söyleyin sarf ettiğiniz cümlelerin etkisiz olmasına ve kendi yaşadığı negatif duygu ve kaygısının artmasına sebep oluşturursunuz.

Sakin ve yumuşak bir ses tonuyla konuşun

Tüm bunların yanı sıra ebeveynlerin çocuklarını sınıfa bırakırken sakin bir ses tonu ve görünümde olun. Çocuklar anne-babalarının ne hissettikleri konusunda duyarlıdırlar ve endişeliyseniz hemen anlarlar. Dolayısıyla güle güle derken içinde bulunduğunuz ruh hali onun feryat figan ağlamasına ya da koşarak mutlu bir şekilde okula yönelmesine etki etmektedir. İçinizden ne kadar üzülseniz de gülümseyin, sakin ve yapıcı ses tonu ile konuşun. Kaygılı ya da mutsuz olduğunuz yüzünüze yansır ise çocuğunuz şöyle bir mesaj alır bulunduğum bu ortamla  ilgili annemi endişelendiren bir şey var, demek ki başıma bilmediğim bir şey gelebilir diye düşünür ve güvensizlik hissedebilir.Sert ve negatif tutumlardan kaçının aksi takdirde çocukta ortaya çıkan ayrılık anksiyetesi yoğunlaşacak, kendisinin sevilmediğini, değersiz olduğunu düşünmesine, saldırgan davranışlar geliştirmesine sebep olacaktır.

Birlikte kahvaltı yapın

Çocuklarınızı sarılarak uyandırın, anne babaların kendisini uyandırdığını gören çocuk rahatlama hissi duyar.Normal bir gün gibi çocuğunuzla birlikte kahvaltı yapın. Çünkü rutininden çok farklı hazırlıklar yapmak kaygısını pekiştirecektir. Beraber edeceğiniz kahvaltı ve buna eşlik eden sohbetiniz ise çocuğun kaygısını azaltacaktır.

Korkulacak bir yer olmadığını anlatın:

Okul, yeni başlayan çocuklar için bir bilinmezliktir. Bu nedenle çocuğunuza okulun korkulacak bir yer, öğretmenin de korkulacak bir kişi olmadığını, okula başlamasıyla beraber ailesi ve ev düzenine dair bir kaybı olmayacağını net bir dille anlatın. Çocuğu okula götürürken orada neler yaşayacağına dair çok açıklama yapılmamalı. Bu çocuğun kaygı düzeyini artırır. Kısaca, öğretmenin ve arkadaşların olacak, birçok yeni oyunlar öğreneceksin bana da öğretirsin evde birlikte oynarız diyebilirsiniz.

Sınıfta kalmayın:

Çocuğunuz sınıfta kalmanızı isteyebilir, sizin sınıfta kalmanız onun adaptasyonunu zorlaştıracaktır, neden içeride kalamayacağınızı güzel bir şekilde açıklayıp, onu sınıfına bırakın. Çocuğunuzun artık eve dönemeyeceği, orada kalacağına yönelik kaygısı olabilir. Eve döneceğini, hep beraber akşam yemeği yenileceğini, oynanacağını anlatın Biz seni, sen izin verene kadar bahçede bekleyeceğiz, alışınca bize gitmemizi söylersin” diyebilirsiniz.

Eve dönmek isterse kabul etmeyin:

Okul ile ilgili sınırlarda net bir yaklaşım izleyin, eve dönmek isterse kendi okul zamanlarınız ve iş düzeninizden örnekler vererek onun da bütün gün orda olması gerektiğini, akşam zili çalınca eve döneceğini anlatın.

Çocuklara Asla şunları söylemeyin:

Korkma” demeyin!: Eğer annesi çocuğuna korkma diyorsa çocuk açısından bakıldığında korkulacak bir şey olduğu anlamını taşımaktadır. Seni asla okulda bırakmam ben unutursam baban, teyzen, deden alır seni” demeyin bu ikazın  çocuğun zihnindeki açılımı: seni okulda unutma ihtimalim var, olur da o kadar unutkan olursam inşallah seni alan biri çıkardır.Merak etme ben yan odadayım seni asla bırakmam” Çocuğun zihnindeki açılımı: “Merak etmelisin, çünkü ben de çok merak ediyorum, seni buradan kurtaramadığım için yan odada seni bekliyor olacağımdır.

Giriş- Çıkış Saatlerine Dikkat Edin

Giriş - çıkış saatlerini net olarak açıklamak, onu alacağınız saati söylemek ve o saatte gelmek çocuğun kaygısının her geçen gün azalmasını sağlayacaktır. Çocukların ilk gün yaşadıkları en önemli kaygı sürekli okulda kalacağı ve eve dönmeyeceğidir, bugün bu kadar” denilmeli ve bu süre yavaş yavaş artırılmalı. .Alışma sürecinde sürekli çocuğun sizi görebileceği yerlerde durmak alışma sürecini zorlaştırmaktadır. Belli bir süre güven bağı kurulduktan sonra çıkış saatinde onu beklemek daha sağlıklıdır.

Aile içerisinde okuldan bahsedilirken dikkat edilmeli

Aileler, okul hakkında konuşurken çocuğun kaygı, korku ve endişelenmesine sebep olacak konuşmalardan kaçınmalıdır. Okul hakkındaki gerçekçi bilgiler paylaşılmalı, çok olumsuz deneyimler yeni başlayan çocukların yanında paylaşılmamalıdır.

Okul sevgisi aşılayın

Çocuklar neden okula gittiklerini ve ders çalıştıklarını bilmedikleri için karşı çıkarlar. Neden okula gidiyor, neden  matematik öğreniyor, neden tarih bilmeli… Çocuğunuzun bu düşünce biçimini aşmasına yardımcı olmalısınız ve onu ikna etmelisiniz. Çocuk bir şeyi anlayacak ki onu sevecek değer verecek aldığı tüm eğitimlerin onun geleceğine nasıl etki edeceğini anlatın, ayrıntılı olarak örnekler verin. Böylece kendi kendine şöyle demeli: “Bu dersler sadece yapılması gerektiği için, zorunluluktan yapılmıyor. Bunlar benim geleceğimin, kişiliğimin şekillenmesi için gerekli olan derslerdir.”

Farkında olmak için önce dinleyin

Çocuklarla iletişimsizlik en büyük hataların başında geliyor. Anne babalar çocuklarını dinlemiyor. Çocuğunuzun farkında olun, eğer farkında olup dinlerseniz her şeyi görürsünüz. Bir problemi mi var, derste bir şey mi yaşadı, öğretmenini neden sevmiyor? Çocuk bir dersi anlamıyor mu? Bu çok doğal. Çözümü de basittir. Siz yeter ki dinleyin.

Okul alışverişi ve okul dönemi planlaması çocukla birlikte yapılmalıdır

Hazırlık yapılırken çocuğun tercihlerine öncelik verildiğinde eşyaları  çocuğun zevkine göre seçildiğinde hazırlık aşaması, olumlu duyguların eşlik ettiği ve eğlenceli bir etkinlik haline gelir çocuğun okulla ilgili kaygılarının azalmasın okula motive olmasına etken olur.Uyku ile yemek düzeninin ve ders çalışma saatlerinin yeniden planlanması çocukla açık ve kesin bir dille konuşulmalı,onun fikri alınarak düzenlenmeli aksi taktirde onsuz yapılan planlamalar, çocuğun kendisini değersiz ve yetersiz hissetmesine yol açabilir.

Diğer çocuklarla kıyaslamayın

Okulun ilk günlerinde dikkat etmeniz gereken en önemli noktalardan biri de, çocuğunuzu başka çocuklarla kıyaslamamak olmalı. “Bak oradaki arkadaşın hiç ağlıyor mu?” gibi kıyaslayıcı sözler ve davranışlardan kaçınmanız çok önemli. Söylediğiniz buna benzer kıyaslamalar çocuğunuza yetersizlik hissi verir, kendisini yalnız, suçlu, hatalı hissetmesine ve negatif bir duygu durumunun içinde daha çok sıkışmasına ilerleyen  yaşlarında aşağılık kompleksine girmesine  sebep olabilir.

Kaygılarını başkalarının yanında anlatmayın

Çocuğunuzun mahremiyetine özen gösterin, sizinle paylaştığı kaygıları akranları ve öğretmenleri yanında dile getirmeyin. “Benim kızım/oğlum okuldan çok korkuyor, sabah nasıl ağladı bir bilseniz, zor geldik.” gibi olumsuz cümleleri onun yanında, sınıf arkadaşları ve öğretmenleri varken sarf etmeyin. Aksi takdirde bu duyguyu sadece kendisinin hissettiğini düşünebilir ve bunun sonucunda da daha zor uyum gösterir.

Sorun ama sorgulamayın

Okulunun nasıl geçtiğini sorun ama sorgulamayın. Çünkü çocuğunuz yeni bir adaptasyon sürecinin içinde ve kendi dünyası için büyük bir değişim yaşıyor. Çok sorgulanmak onu tedirgin edecektir. Onun anlatmak istedikleri kadarını anlatmasına müsaade edin. Yaşıtı olan her çocuğun hemen hemen aynı hisleri yaşadığını, yalnız olmadığını söyleyin. Onunla gurur duyduğunuzu da hissettir.

Psikologlar çocuklarınızın ruh sağlığı için yardımcınız olabilir

Her çocuğun okula alışma süresi farklıdır, çocuğun zihninde okul ve yeni yaşam düzeninin oturması zaman alabilir ancak okulun başlamasıyla iki hafta içinde adaptasyon sağlanmış olmalı en ç bir ayın sonunda uyumsuzluk söz konusu olduğunda ailenin destek almasında fayda olabileceğini söyleyebilir.

Editör: TE Bilişim