Vali Seddar Yavuz, 15 Temmuz Gecesini Anlattı

Efe ŞEBCİOĞLU / YENİDÖNEM

Yavuz, o gece aradığı komutanların telefonlara cevap vermediğini, ama sabah saatlerinde aynı komutanların vali konağını ziyaret etmek için kendisini aradıklarını söyledi. Yavuz, “Devlete hizmet eden adamı öldürmeye geleceklerdi, sürpriz yaptım kelepçeyi taktım” dedi.

“Vur Emrini Verdim”

15 Temmuz gecesini Muş Valiliği görevindeyken yaşayan Vali Yavuz, darbe girişimini nasıl fark ettiklerini anlatarak, o gece ve sabahında yaşananları özetledi. Yavuz’un açıklaması şu şekilde:

“Türk tarihi sanıyorum ki böylesine bir ihaneti yaşamamıştır diye düşünüyorum. Çünkğü bu milletin alın teriyle alınmış olan silahların milletin kendisine yönlendirilmesi, 250 kardeşimizin katledilmesi travmasını atlatmak kolay değil. Hele hele milletimizin ne kadar kutsalı varsa bunları istismar ederek, devletin en mahremine kadar giderek bu devlete ihanet etmek anlaşılabilir bir durum değildir.

Dolaysıyla bu geceden çıkarmamız gereken o kadar çok ders var ki. Yaklaşık saat 22:00 sularıydı. Tv izlerken bir hareketlilik fark ettim. İstanbul’daki görüntüleri görünce normal bir durum olmadığını anladım ve il emniyet müdürünü aradım. Olağanüstü bir şeyler oluyor Türkiye’de dedim. Baktık ki boğaz köprüsü kapatılmaya başlandı. Köprüde askeri araçları görünce darbe ihtimali kanaati oluştu bizde. Muş özelinde de o dönem hem jandarma komutanı olan hem de 49. Tugay komutan yardımcısı olan iki şahsa ki saat ulaşamadım. Bu durumda şehrin ne kadar kritik yer varsa hepsini tutup polisimize uzun namlulu silahlar dağıttık. Herhangi bir kalkışma esnasında bir şey olursa vur emrini verdim.”

“Teslim Olmayız, Kan Dökeceğimiz Bilsinler”

Şimdi bu gelişmeler olunca polise talimat verdim. Asker o dönemde bu defa birliklerini askeri kışlaya çağırmaya başladılar. Dediler ki resmi araçlarla gelmeyin, siville gelin. Bunun üzerine talimat verdim geçişlerini engelledim. Sonra dedim ki kışlalarına gitsinler, daha güvende olurlar. Bu sefer de zırhlı araçlarımızı kışla önlerine konuşlandırdık ve oradan çıkışlarını engelledik. Bu esnada sanıyorum saat 22:30 gibiydi şehrin her tarafını tuttuk. Muş’un her tarafını tuttuk kalkışmaya karşı. Bu arada olaylar üst üste geliyor ve komutanlarımıza halen ulaşamıyoruz. Anladık ki bizim oradaki askeri birlikler sokağa çıkacak. İlişkiler devam ediyor ve en sonunda kimseye ulaşamayınca özel harekat şube müdürümüze dedik ki; kime ulaşırsan ulaş, ve çıkarlarsa kimseye teslim etmeyeceğimizi kan dökeceğimizi bilsinler. Bir valinin bunu söyleyebilmesinin ne kadar zor olduğunu siz takdir edersiniz.

“Tüylerim Diken Diken…”

“Ben bunu övünmek için söylemiyorum. Her bir Türk vatandaşında olması gereken bir şey. Her İstiklal Marşı okunduğunda tüyleri diken diken olan, gözleri yaşaran biri olarak yaşadım ben. Düşünün ki bir valinin; vatan millet diyerek 50 yaşına kalmış bir adamın “Çıkarlarsa vurun” emrini verebilmesi emrini vermesi kolay bir şey değil. Hayatınızın tamamını neredeyse yalanlayabileceğiniz bir paradoksla karşı karşıyasınız. O gece şunu net olarak anladım ki bu işgal hareketidir.”

“Hainleri Şanlı Ordumuzla Karıştırmayın!”

Aşağı yukarı Muş’ta 10 bin civarında insan sırf bizi korumak için vali konağının oraya siper olmak için buraya geldi.  Ve benim iki saat boyunca telefonuma çıkmayan insanlar beni aradı. Dediler ki; “ Halk bizim askeri birlikleri kuşattı. Halk sizi dinler, lütfen bunları çeker misiniz?” dediler. Onun üzerine ben sokağa çıktım, vatandaşlara bir konuşma yaptım. “Bu asker kıyafeti giymiş hainlerle sakın bizim şanlı ordumuzu birbirine karıştırmayın.” Diyerek vatandaşlarımıza oradan çekilmelerini isteyerek süreci yönettik. Hepsi valilik ve belediye meydanlarında toplandı ve gece 12 sıralarında 30 bin kişiye orada hitap ettim. Meydanlar doluydu.

“Devletine Hizmet Edeni Öldürmeye Gelecekler!

Bana dediler ki; “Efendim bunlar fırtına obüsleriyle sizi vuracaklar, ilk hedefi siz olursunuz. FETÖ ile mücadelenizi herkes biliyor. Sizi buradan çıkarıp güvenli bir yere götürelim. Ben dedim ki; “Eğer hayatı boyunca devletine hizmet eden bir adamı öldüreceklerse buyur gelsinler.” Bu kararı vermek de kolay değil. Öte yandan darbe girişimini kimin yaptığını da net olarak bilmiyoruz henüz.

“Kelepçeyi Taktım Hainlere”

O gece biz sabaha kadar nöbetteydik. Nitekim benim telefonuma çıkmayan bu zatlar sabah 05:30 gibi beni aradılar ziyaret etmek istediler. Onlara öyle bir sürpriz hazırladım ki vali konağının önünde kelepçeleri taktım o hainlere. Şimdi hak ettikleri yerde yatıyorlar cezaevinde.

Bizim sevdamız Türkiye’dir. Sevdası olan herkesin el ele tutuşması gereken bir dönemden geçiyoruz. Bunlar 100 yıllık hain planlarını gerçekleştirebilmek için her türlü yola başvuracaklar. Biz onların bu hain planlarının karşısında adaleti, hak ve hukuku haykırırız.

Editör: TE Bilişim