"Allah gözlerin kötü niyetli bakışını ve Kalplerin sakladıklarını bilir," Ayet'i Celile: Mü'min suresi19. Ayet)

"Mü'minler birbirlerine merhamette. Birbirlerini  sevmede ve birbirlerine yardım etmede; tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları ona yardım etmek için çabalarken uykusuzluk ve yüksek ateş ile tepki veren bir bedene benzer." (Hadisi şerif Buhari "Edep. 27: Müslim, "Bırr" 66)

Değerli Dostlar!

Felaket anlarında bazıları Allah'ı anıp duaya başvururlar. Hat ta öyle ki: şirk koştukları şeyleri bağlandıkları servetlerini makamlarını mevkilerini unutarak fıtri bir eğilimle kurtuluşu yalnız Allah'tan dilerler. Bu durum Yüce kitabımız Kur'an'ı kerimde şöyle ifade buyurulmaktadır. "Deki: Söyleyin bakalım. Acaba size Allah'ın azabı gelse veya size Kıyamet saati gelip çatsa (böyle bir durumda) siz Allah'tan başka birine yalvarır mısınız? Eğer (putların size yararı dokunduğu iddianız da) doğru söyleyenlerseniz (haydi onları yardıma çağırın). Hayır! (bu durum da ) Yalnız O'na Dua edersiniz; oda dilerse (kurtulmak için) dua ettiğiniz sıkıntıyı giderir, Siz o an Allah'a ortak koştuklarınızı unutursunuz." (Enam suresi 40-41 Ayetler.)

Değerli dostlar! Bu gün maalesef insanın başına bir felaket geldiği zaman başlıyor dua etmeye, örneğin bilhassa bayanlar şiddetli bir gök gürlediği zaman başlıyorlar dualara salavatlar getirmeye fakat felaket anı geçince her şey eski haline dönüyor. Böyle olmaz! Mü'min darlıkta da genişlikte de daima kendisini yaratıp rızıklandıran Yüce Rabbimizi unutmamalı daima O'na şükretmeli ve O'na dua ve niyazda bulunmalıdır.

Netice itibariyle: İnsanın sıkıntıdan kurtulup da her şey tekrar yoluna girince yeniden eski isyankar tutumuna dönmesi kabul edilemez bir durumdur. Bizi dert ve kederlerden kurtaran Allah'tır. Zor zamanlarımızda olduğu gibi rahat anlarımızda da O'na Dua etmeyi unutmamalıyız.

Selam ve dua ile hoşça kalınız.