Yazıma çok klasik bir sözle başlamak istiyorum. “Gerçek Dost kötü günde belli olur” arkadaşlar. Her insan zor gününde omuzunda ağlayabileceği, elinden tutabileceği bir dosta ihtiyaç duyar. Çünkü kişiyi en iyi anlayan insan dostudur. Sığınabileceği bir dostu olmayanlar bunun eksikliğini fazlasıyla hisseder. Önemli olan gerçek anlamda bir dosta sahip olabilmektir. Gerçek dost sadece iyi günde değil, zor günde de sizin yanınızda olur. Sadece sizinle birlikte gülmez aynı zamanda sizinle birlikte ağlar da.

Mesela bir örnek vermek istiyorum. 11 senelik bir dostunuz ile 3 senelik bir dostunuz vardır. Bir kötü anınız olur ve 11 senelik dostunuz sizi umursamazken, 3 senelik dostunuz yardıma koşar. Dostluk sürelerle ölçülmez. Bir bakarsınız örnekte de dediğim gibi 3 senelik dostunuz sizin gerçek dostunuz olmuştur. Ama 11 senelik dostunuzu siz gerçek dostum diye görseniz bile öyle olmadığını anlarsınız. Fakat, genellikle siz bunu anlayınca iş işten geçmiş olur. Siz onun bıraktığı darbeyle bir süre yaşarsınız. Sonrası insanın ruhuna kalmış bir şey. Bazıları unutur geçer, bazıları ise ömür boyu onun acısını yaşayabilir. Ben ne yaparım? O an ruh halime göre değişir ama ben çoğu şeyi takmam. Bir gün sonra unutur giderim.

Bir söz söylemek istiyorum. Bir yazarımız demiş ki ÜÇ ÇEŞİT DOST VARDIR. Birincisi ekmek gibidir her gün ararsınız... İkincisi ilaç gibidir lazım olduğunda ararsınız... Üçüncüsü mikrop gibidir siz onu bulamazsınız o gelir sizi bulur... Ne de güzel ve doğru bir söz değil mi? Hepimizin bu şekil dostlarımız vardır. Ve hepsinin yeri bizde ayrıdır. Son bir sözle yazımı noktalıyorum buradan sınıfımdaki dostlarıma ve çevremde dost dediklerime selam olsun.