Zorlu günlerin ardından önlem alarak da olsa kozamızdan çıkıyoruz. Normalleşmeyle birlikte dışarıda geçirilen zaman artıyor, kendimizi özlemle güneşin kollarına bırakıyoruz. Maskenizi taktınız, koruyucu kremlerinizi sürdünüz, hijyene dikkat ettiniz, peki ya gözleriniz? Güneş ışınlarının cilde zararlı etkisi bilinir fakat gözlere olan etkisi çoğu zaman önemsenmez. Tam olarak korunma sağlanmadığında ciltteki negatif etkilerin yanı sıra gözlerde de etkiler oluşur. UV ışınlarının yeryüzüne ulaşma miktarı arttıkça göz sağlığı olumsuz yönde etkilenir. Bu durum normalden çok daha fazla yeni katarakt vakaları oluşmasına yol açabilmektedir.

Önlem almadan fazla güneş ışığına maruz kalmak erken yaşta kataraktı tetikleyebilir

Yaz aylarında dünyaya ulaşan ultraviyole ışın miktarı, kışa oranla üç kat daha yoğun… Daha fazla açık alanlarda zaman geçirmeye başladığımız bu günlerde güneşin gözlere olan zararlı etkisi ise gözden kaçırılabiliyor. UV ışınlarının bir miktarı (özellikle UVC, UVB) atmosfer ve katmanlar tarafından, bir miktarı da (özellikle UVA) gözümüzün doğal yapısı gereği gözlerimiz tarafından süzülür. Günümüz koşullarında çeşitli sebeplerle zarar verdiğimiz atmosfer katmanları sebebiyle güneş ışınları her zamankinden daha zararlı. Çünkü UVC ve UVB ışınlarını yeteri kadar süzememektedir. Bu nedenle gözlerimize kadar ulaşan UV ışınlarının miktarı normalden çok daha artmıştır. Bu ışınlara yüksek miktarda maruz kalmak özellikle erken yaşlarda ortaya çıkabilen ‘katarakt’ hastalığına dikkat çekiyor. Güneş gözlüğü kullanmayan veya optik camlarını yüksek teknoloji ve kaliteli kaplamalar vasıtasıyla zararlı ışınların gözlerimize girmesini engelleyecek önlemler almayan kullanıcılar, erken yaşta katarakt olma ihtimaliyle karşı karşıya kalıyor.

Ultraviyole ışınları ile gözlerinizi barıştıran fotokromik teknolojisi

Optik camlardaki teknoloji sayesinde UV’yi yüzde 100 kesen polarize ve fotokromik camlarla yüksek oranda güneş ışığının zararlı etkileri en aza indiriliyor. Özellikle şeffaf optik camlarda yüksek Japon teknolojisine sahip HVLL (High-Vision LongLife) kaplama, iç mekanda doğal olmayan UV kaynaklarından (LED lamba, bilgisayar ve akıllı telefonlar) yayılan zararlı ışıkların gözümüze girmesini ve uzun süre maruz kaldığımızda oluşacak olan rahatsızlıkları giderir. Ancak dış ortama çıkıldığında yalnızca güneşten gelen UV ışınlarının göze girmesini engellemek yetmez, bunun yanı sıra yüksek ışık hassasiyetini de ortadan kaldırmak gerekir. Bu amaçla geliştirilmiş olan HOYA Sensity fotokromik camlar, sahip olduğu teknoloji sayesinde tek bir camda hem iç mekan hem de dış mekandaki sağlık ve konfor şartlarını sağlayabiliyor.

HOYA Sensity camlar, güneşli ortama çıkıldığında hızla koyulaşarak hem ışık hassasiyetine karşı yüzde 100 UV koruması sağlıyor, hem de iç mekana girildiğinde hızla açılarak normal şeffaf formuna geri dönüp iç mekanda berrak ve net görüş vadediyor. Böylece hem iç mekan hem dış mekan gözlük ihtiyacı tek bir üründe sağlanıyor. Aynı zamanda farklı renk (yeşil, füme, kahve) ve renkli ayna efektli (Sensity Shine) alternatifleri ile de estetik ve kozmetik açıdan da son kullanıcının yaşam ve moda tarzına hitap ediyor.