İstenmeyen ses olarak nitelendirilen gürültü, maruz kalan iş yeri çalışanlarını ve çevredeki insanların sağlığını olumsuz etkiliyor. Gürültünün çalışma alanından kaynaklanabileceği gibi iş yeri konumunun da gürültüye sebep olabildiğini belirten uzmanlar, tehlikelerin kaynağında sınırlandırılmasına yönelik periyodik olarak gürültü ölçümleri yapılması gerektiğini vurguluyor. Uzmanlar, çevreyi de olumsuz etkilememesi için iş yerlerinde gürültü önleyici teçhizatların kullanılabileceğini ifade ediyor. Gürültünün 85 desibele ulaşması durumunda işveren tarafından çalışanlara mutlaka kulaklık temin edilmesi öneriliyor.

İstenmeyen ses olarak nitelendirilen gürültülerin ölçümünde desibel terimi kullanılır. Gürültüler, ses basıncı seviyesine göre hesaplanıyor. İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) uygulamalarında genellikle A skalası değerine göre yapılan ölçüm sonuçları referans alınarak sağlık ve güvenlik tedbirleri geliştiriliyor. İSG çalışmalarında fiziksel risk etmenleri kategorisinde değerlendirilen gürültünün en büyük etkisi meslek hastalığına neden olmasından kaynaklanıyor. Gürültü, çalışma alanından kaynaklanabileceği gibi iş yerinin konumu da gürültüye kaynak olabiliyor. Bu nedenle, çalışanların iyilik hallerinin sağlanabilmesi için meslek hastalığı oluşumuna neden olacak tehlikelerin kaynağında sınırlandırılmasına yönelik periyodik olarak gürültü ölçümleri yapılmalı.

Gürültüye maruz kalan çalışanlar için önlemler alınmalı

Gürültü ölçümlerinin Türkiye Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) tarafından akredite edilmiş işyeri ortam ölçüm laboratuvarları tarafından yapılması gerekir. Yapılan ortam ölçümlerinde çalışma alanı içerisinde gürültüye kaynak olan makine-teçhizat, bilgisayarlar, konuşma sesleri ve çevresel etkiler bir arada değerlendirilerek maruz kalınan maksimum gürültü seviyeleri desibel (A) cinsinden hesaplanıyor. Ölçüm sonuçlarına göre çalışma alanı içerisinde gürültüye maruz kalan çalışanların fiziksel ve biyolojik özellikleri gibi kriterler göz önünde bulundurularak sağlık ve güvenlik tedbirleri alınması gerekiyor.

Çalışanlara kulak koruyucu kullandırılmalı

Çalışma ortamında yapılan ölçümlerde gürültü seviyesinin 80 dB(A) ölçülmesi durumunda, işverenin maruz kalan çalışan sayısına yetecek kadar kulak koruyucu donanımlarını hazır halde bulundurması gerekir. Gürültü seviyesinin 85 dB(A) ölçülmesi durumunda maruz kalan tüm çalışanlara zimmet formu ile birlikte kulak koruyucularının kullandırılması gerekiyor. Gürültü seviyesinin maruziyet sınır değerine ulaşması durumunda ise işveren, asgari koşulları sağlayana kadar işi durdurmalı.

Gürültü sınırlaması için akustik pancurlar kullanılabilir

Sanayi ve işyerlerinde gürültü seviyeleri sınırlandırılırken yaşam alanları ve insan kaldırabileceği seviye baz alınarak optimal koşullar belirlenir.  Sanayilerde ve yaşam alanlarına yakın işyerlerinden kaynaklı gürültülerin sınırlandırılmasında tesis planlaması veya kullanılan makineler çevresel etki yaratmayacak şekilde konumlandırılmalı. Yapılan işin niteliğine göre çalışma alanı çevresinde akustik muhafaza, akustik pancurlar, susturucular veya akustik perdeleme yöntemlerinden faydalanılabilir.

Gürültüler iş performansını ve yaşam kalitesini düşürüyor

Çalışanlar açısından değerlendirildiğinde iş yerlerindeki gürültüler dolaylı olarak iş performansını etkilediği gibi yaşam kalitesinin düşmesine neden oluyor. Çevresel gürültü ise huzurun, sakinliğin bozulmasına neden olduğu gibi beden veya ruh sağlığını da etkiliyor.  Gürültüyü önlemek için yerleşim, sanayi ve ticaret alanları planlama aşamasında yaşam alanlarına uzak konumlandırılmalı veya ulaşım ağları ile birleşik olarak gürültü seviyeleri hesaplanıp kurulum aşamasında sınırlandırılmalı. Çalışanların ve çevresel olarak maruz kalanların maruziyet seviyeleri belirlenmeli, gürültü seviyesi değerlendirme raporları hazırlanmalı, gürültü haritaları çıkarılmalı ve gerekli tedbirler alınmalıdır.