Değerli dostlar!

İmamı Malik'in, hadis alanında tasnif ettiği kitabın şöhreti Harun Reşit'e kadar ulaşmıştı. Bunun üzerine Harun Reşit, İmam'ı Malik'i sarayına davet etti. İmam Malik Reslüllah (s.a.v.) Efendimizin "Gerçekte kişi kendisini ilme vermeli, ilmi kendisine getirtmemeli" diye buyurduğunu söyledi. Harun Reşit: "Peki ben sizin yanınıza geleyim." dedi dışarıya çıktılar. Binmesi için Harun Reşit'e bir ar getirdiler. İmam Malik Resülüllah (s.a.v.) Efendimizin, "Kim ilim yolunda bir adım atarsa Allah onun her adımına bin sevap verir" buyurduğunu hatırlattı.

Harun Reşit," Öyleyse yayan gidelim" dedi.

Yürüyerek İmamı Malik'in evine geldiler. Harun Reşit'in oturması için altına kürsü getirdiklerinde İmam' Malik Resüllah (s.a.v.) Efendimizin " Mütevazi olan kimseyi Allah c.c. yüceltir." Buyurduğunu söyledi. Bunu duyan Harun Reşit, hemen kürsüden indi ve İmam Malik'e karşı diz üstü oturdu. Ders bitince, Harun Reşit kitabın adının ne olduğunu sordu. İmam Malik, "Şimdiye kadar herhangi bir ad vermemiştim. Ancak şimdi verme zamanı geldi "Muvatta olsun dedi ve ekledi: Muvatta yumuşamış anlamına gelir, kitabımızın adı da senin haline muvafık oldu" dedi.

Evet değerli dostlar;

Eskiden ilme hocaya, öğretmene saygı buydu. Biz okuduğumuz devirde, bizler bir meclise girdiğimiz zaman koca koca insanlar ayağa kalkar bize yer gösterirlerdi. Bizler bu durumdan utanırdık fakat o elleri öpülesice amcalar, dayılar, babamız, dedemiz yaşındaki kişiler "Utanma sıkılma evladım, biz senin yaşına değil ilmine hürmet ediyoruz" derlerdi. Onların bun hareketleri bizi kamçılar, o saygıya layık olmaya çalışırdık. Ordu İmam Hatip lisesinde öğrenci olduğumuz yıllarda Türkçe dersimize gelen bir bayan hocamız vardı. Aradan yıllar geçti, bir gün karşılaştık. Bizden ayrılınca başka okullara gitmiş emekli olmuş. Bana aynen şunu söyledi: "Oğlum ben sizin okuldaki öğrencilerin saygı ve sevgisini hiçbir okulda bulamadım. Evim Ordu’da kemer köprünün yanında idi. İmam Hatipli öğrencilerim köprüden geçerken ceketinin yakalarını iliklerlerdi. Bunu sonradan anladım. Bu öğrencilerim benim balkonda olabileceğimi düşünüp saygısızlık yapmayalım diye bunu yapıyorlarmış.

Evet değerli dostlar!

Tarih sahifelerimiz nice İslam Hükümdarının alimlere yaptıkları saygıdan bahsediyor. Fatsa’da bir Halil hoca efendi vardı. Allah gani gani rahmet eylesin. Fatsa sokaklarından geçerken sokağın sağında, solunda bulunan esnaf kapıya çıkar. Hoca efendiye saygısını gösterirdi. Bu misalleri daha da çoğaltırım ama gerek duymuyorum o gün ne haldeydik, bugün ne haldeyiz. Bunun mukayesesini sizlerin takdirinize bırakıyor. Selam ve dua ile hoşça kalınız diyorum.