Uykusuz bir gecenin tam ortasından...

Pencereye fısıldayan yağmur tanelerine kulak verirken... 2019'a ağlarken belki de. Hayatın hatıra defterinden yeni bir sayfaya kilit vururken yazıyorum. Yaşanmışlıkları zindana vurmanın soğukluğu üşütüyor içimi.

Gözüm kapının eşiğine gidiyor her titrememde. Yeri geldi deli dolu yeri geldi gözü yaşlı geçen koca 365 günü daha çıkarıverdik o eşikten. Hüzünlüyüm belki! Evet öyleyim. Göz açıp kapatana kadar geçen onlarca yılı geride bıraktık günden güne. Dökülen her takvim yaprağında ayrı bir tebessüm ayrı bir anı ayrı bir hüzün var belki de. 2000... 2005... 2010... 2015... ve 2020'ye vuruyor yelkovan. Nice saatler nice dakikalar sığdırdık ömrümüze de şu bahsettiğim son 20 yılın her anını hatırlayanınız var mı? Yoktur. Değerini bilemedikten sonra saatin dakikanın bir önemi kalmıyor ki. Yıllarında öyle. Gel ki yılı bitirirken dokunuyor insana bazı şeyler. Yaşanmışlıklar geçiyor gözünün önünden. Yahut yaşanamamışlıklar...

2020'ye "Merhaba" demeye hazırlanırken 2019'u elimizden kaçırmanın burukluğunu yaşadığımız günlerdeyiz. Kaybedince değerini anladığımız bir yılın daha sonu.

Doğrusuyla yanlışıyla, sağ kalanıyla, hayattan kopanıyla... Pişmanlıkları ve ertelemeleriyle geçirdiğimiz bir yılın son günleri. Geri getiremeyeceğimiz takvim yapraklarını aradığımız zamandayız. Hüzünle yaad etme zamanı.

2020...

İyi gel bize. Üşütme içimizi. Uykusuz bırakma geceleri. İyi gel bize. Eşikten girişin de çıkışın da huzuru hatırlatsın bize.

Hoş geldin...

Allah'ın selamıyla gel üzerimize. Kötülükler gösterme! Geçen sene çok üzüldük. Acılar yaşatma bize. Düğüm düğüm oldu boğazım; gözlerim buğulandı. İyi ki geldin be 2020. İyi gel bize.