Değerli dostlar!

Eskiden köylerde çocukları okutan hoca efendiler akşam paydosundan önce talebeleri halka şeklinde oturtur hep bir ağızdan 32 farzı soru cevap şeklinde okutturur en sonunda 32 farzı saydırır dersin sonunda "Cümle farzlar kaçtır" "32" "32’nin ikisi" "el emrü bil maruf ve nehyi anil münker" " Allah'ın emirlerini tutup yasaklarından kaçınmak tır" şeklinde ders yaptırırlardı. Hoca efendiler, akşam dersi ne çok önem verir diğer dersleri yapamayan öğrencilere müsamaha gösterirler fakat akşam derslerinde en ufak bir müsamaha göstermez sorduğu soruya cevap veremeyen öğrenciler hoca efendinin elindeki uzun çubuğun tadına muhakkak bakarlardı.

Evet böyle bir giriş yaptıktan sonra şimdi gelelim asıl konumuza. Cenabı Allah c.c. vetekaddes hazretleri Kur'an'ı Kerim’de”" Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder. Kötülükten alıkoyar ve Allah'a inanırsınız"(Al'i imran suresi 11’inci ayet) buyurarak bizlere önemli bir sorumluluğumuzu hatırlatmaktadır. Ayrıca Sevgili Peygamber (s.a.v.) efendimiz de " İyiliği emretme kötülükten sakındırma" erdemine dikkatimizi çekerek, "Bir kötülük gören kişi eliyle değiştirmeye gücü yetiyorsa onu eliyle değiştirsin. Buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin. Buna da gücü yetmezse kalbiyle tavır koysun. Bu da İmanın asgari gereğidir." (Müslim.İman,78)diye buyurmuştur.

Değerli dostlar! İyiliği yayma ve kötülüğü önleme gayreti gücü nispetinde, her Mü'minin sorumlu olduğu bir görevdir. Bu görev yerine getirilirken müjdeleyici ve kolaylaştırıcı bir üslup ele alınmalı. Nefret ettirici ve zorlayıcı olmamalıdır. Zira dilimizde ifade edildiği üzere "Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır." Kendi kendini denetleyen bir toplum olabilmek herkesin üzerine düşeni en güzel şekilde yapmasıyla mümkündür.

Yukarıdaki ayeti celile ve hadisi şeriflerde de görüldüğü üzere Cenabı Hak cc. ve sevgili Peygamber (s.a.v.) Efendimiz Müminlere çok önemli görev ve sorumluluklar yüklemiştir. Evet bugün bilhassa köylerde bir tavuk ve dana yüzünden birbirlerine dargın duran, birbirlerine selam vermeyen komşular var fakat etrafına yaptığı şerli hareketlerle kötü örnek olan, zarar veren komşusuna eza cefa verenlere karşı tavır koyamayan "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" kabilinden ses çıkarmayan Müslüman sana söylüyorum, "sana dokunmayan yılan bin yaşasın, fakat bu yılan büyüyünce bir gün onun kuyruğu mutlaka sana da değecektir.

Netice itibariyle her Mü'min gücünün yettiği kadarıyla: İyiliği emredip kötülükten sakındırma görevini önce ailesine. Evlatlarına torunlarına karşı, daha sonrada etrafına karşı yerine getirmelidir. Aksi takdirde mesuliyetten kurtulamaz. Cumanız hayırlı işleriniz bereketli amelleriniz makbul, ahiretiniz mamur olsun. Cenabı Allah c.c. Cümle geçmişlerimize rahmet eylesin. Selam ve dua ile hoşça kalınız. Âmin.