Değerli dostlar! Yüce yaratıcımız Kur'an'ı kerim Ali İmran suresi 185. ayeti kerimesinde "Her nefis ölümü tadacaktır" diye buyuruyor.

Bizler sürekli bir koşuşturmaca halindeyiz. Geçen her saat, her dakika, her saniye bizi biraz daha yaşlandırıyor. Ömrümüzden çalıyor, her an ona bir adım daha yaklaşıyoruz, fakat unutuyoruz. Belki her nefes aldığımız her defa aklımıza getirmemiz gerekir onu.

Ya hiç beklemediğimiz anda kesilirse nefesimiz? Uyumak üzere yattığımız ve kapattığımız gözlerimizi bir daha hiç açamaz sak? Annemizi, Babamızı, eşimizi Gözümüzden sakındığımız evladımızı ya da en iyi dostumuzu hiç beklemediğimiz bir anda kaybedersek? Ne kendimize ne de sevdiğimiz insanlara ölümü yakıştıramıyoruz bir türlü. Ölüm Rabbimize kavuşmanın ilk adımı, sonsuz hayatımızın başlangıcıdır. Ölümün her an kapımızı çalacağını aklımızdan bile geçirmiyoruz. Halbuki Sevgililer sevgilisi Peygamber (s.a.v. ) Efendimiz: "Lezzetleri yok edeni (yani ölümü) çok hatırlayın" ( Tirmizi.Zühd 4) diye buyurmuştur.

Sen Genç kardeşim: "Daha gencim şu Dünya zevklerini yaşayayım yaşlanınca namaz kılar oruç tutar ahiret için çalışırım" Düşün etrafına bak senin gibi düşünen nice gençler nerede? Sen memur arkadaşım :"Hele bir emekli olayım hacca da gideceğim namaz da kılacağım" diye hayaller kuruyorsun. İyi de sen emekli olana kadar Azrail a.s. gelir de seni dünyadan ahirete doğru emekliye sevk ederse ne yapacaksın? Etrafına bir bak senin gibi düşünen kaç tane arkadaşın Emekli olmadan göçüp gitti.

Netice olarak bizlere düşen görev: Yaratılış amacımızı unutmamak, ahiretimizi kazanmak için ölümü hatırdan çıkarmamaktır.

Selam ve Dua ile hoşça kalınız.