Dünya virüs salgını ile uğraşırken bitti denilen tehlike yeniden başladı. Ukrayna’da geçtiğimiz günlerde başlayan yangın büyüyor, Çernobil bölgesine yayılıyor. Yeni bir radyasyon dalgasıyla karşı karşıyayız.

Geçtiğimiz yıl Avustralya yangınını yaşadık. İklim değişimine etkisi büyük oldu. Avustralya yangınından sonra iklim krizi bugün artık asla inkar edilemeyecek bir gerçeklik durumunda. Bu nedenle orman yangınlarının önüne geçme konusunda hassasiyet gerekiyor. Ülkemizdeki yangınları da düşündüğümüzde orman yangınlarının zararlarını hissetmeye başlamamız yakın.

Ukrayna’daki yangın günlerdir devam ediyor. Yangının kendisi tehlikeliyken bunun bir de Çernobil faciası sonrası toprakta kalan radyasyonları yeniden havaya karıştırması tehlikesiyle karşı karşıyayız. Radyasyondan çok yüksek düzeyde zarar görmüş bir bölgede olan bir orman yangınının etkisi daha farklı olacaktır. 

Yangın nedeniyle iklim değişimi ve özellikle küresel ısınmanın radyasyonun doğadaki zararlı etkilerini daha da arttıracağı bilinmektedir.

Çernobil faciası sonrası radyasyon nedeniyle ülkemizde kanser hastalığının artırdığını biliyoruz. Tehlikeyi bu orman yangını tetikleyecek endişesini taşıyoruz. Radyasyon bulutlarla taşınarak yağmurla suyumuzu, toprağımızı; sebzelerimizi, meyvelerimizi zehirlendi. O dönem, gözümüzün içine baka baka çay içen Bakanımız da olmuştu.

Orman yangını nedeniyle radyasyonun 16 kat arttığı söyleniyor. Rüzgarla bulutlarla gelecek olan radyasyonun yağışlarla yeniden etkili olmayacağının garantisi yok. Çernobil faciasının yaşandığı bölgeye yaklaşan yangın Aynı bölgede zaman zaman yangınlar oluyor. Bu aslında yalnızca Karadeniz Bölgesi başta olmak üzere ülkemizi değil Avrupa'yı da etkileyecek.

Çernobil'deki orman yangını bize aynı zamanda orman yangınlarına acil ve etkili müdahalenin önemini de bir kez daha gösterdi.

Virüse karşı alınması gereken önlemleri dünya tartışıyorsa yangına ve radyasyona karşı alınacak önlemeleri de tartışılmalı, uluslararası destekli acil önlem alınmalıdır.