Yağmurlu ve soğuk havalarda yürümek, zeminin ıslak olması ve kayganlaşması nedeniyle oldukça zorlaşıyor. Kış aylarında düşme nedeniyle el bilek yaralanmaları en sık görülen travmalar arasında yer alıyor. El bileğinde oluşan sorunlar, ağrı ve hareket kısıtlılığı gibi ciddi problemlere yol açarken, bu durum hastaların yaşam kalitesini de olumsuz etkiliyor. Bu bölgede görülen rahatsızlıklar açık ve kapalı cerrahi uygulamaları ile tedavi edilebiliyor. El bilek yaralanmaları ve tedavi yöntemleri hakkında şu bilgileri verebilirim.

El ve el bileği bölgesinde meydana gelen travmalar, kemik ve yumuşak doku yaralanmaları olarak ikiye ayrılmaktadır. Darbe, düşme, çarpma ve zorlama gibi nedenlere bağlı olarak en çok el bileği kemiğinde kırık meydana gelirken, yumuşak doku yaralanmalarında ise sıklıkla tendon kopması ve sinir hasarı ile karşılaşılmaktadır. Açık el üzerine düşenlerde ya el bileğinin kendisi ya da dirsek kırılırken, en sık el bileğinin kendisi, ikinci sıklıkta ise kaşık kemiği denilen (skafoid) kemik kırılmaktadır. Ne yazık ki bu kemiğin kırığı her zaman göze çarpmazken, bu bölgedeki hassasiyet karış kemiği kırığı şüphesi uyandırmalıdır.

Kırıklar kendini genellikle el bileği üzerinde şişlik ve hareketle ya da hareketsiz oluşan ağrı ile göstermektedir. Radius kırıklarında el bileğinde çatal sırtına benzer deformite oluşurken, küçük kemik kırıklarında bu durum ortaya çıkmamaktadır. Kırık şüphesi olduğunda ise el bileğinin desteklenmesi ve hareket ettirilmemesi gerekir. Kırıkta muayene ve röntgen filmi ile tanı konulurken, gerektiğinde tomografi veya MR da istenebilir.  

Yerinden oynamamış ve parçalı olmayan kırıklar alçıyla tedavi edilirken, yerinden oynamış, parçalı kırıkların ise kapalı olarak yerine yerleştirilmesi çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Bu durumda cerrahi işlem devreye girerken, ameliyat için içten tespit veya dıştan tespit yöntemleri kullanılmaktadır. Dıştan tespit için, el ile önkol arasında köprü gibi eksternal fiksatörler yerleştirilir. İçten tespit işleminde ise özellikle eklem içi kırıkların basamaklaşmasının düzeltilmesi için ameliyat sırasında plak adı verilen, üzerinde delikler olan metalin iki tarafına vidalar konularak kırık tespit yöntemi tercih edilmektedir.

Kapalı cerrahilerde floroskopi ve artroskopi yöntemleri kullanılmaktadır. Floroskopi işleminde kesmeden dışarıdan teller geçirilerek röntgen eşliğinde kırıklar tespit edilir. Artroskopide ise çok ince kameralar eşliğinde eklem içine iki üç delikten girilerek temizleme, yırtık dikme ya da sinir sıkışıklığını gevşetme gibi işlemler yapılır. Artroskopi yöntemi el bileğinde ve başparmakta yaygın olarak kullanılmaktadır.

Yumuşak doku yaralanmalarında önceliği tendon kesikleri oluşturmaktadır.  El bileği çevresinde bulanan ve tendon denilen kaslar, kasıldıkları zaman uçları incelerek aynen ince bir ip gibi parmaklara kuvvet yansıtır. Böylece parmakların kapanması ve el bileğinin sıkılması mümkün olur. El bileği yaralanmalarında tendonun zarar görmesi sonucunda ise parmakların içeriye doğru bükülmesini ya da yukarı doğru kalkmasını sağlayan mekanizma bozulmaktadır.

El sinirlerinin zedelenmesi ise yumuşak doku yaralanmalarında ikinci sırada yer almaktadır. Elde his oluşturan sinirler, bir elektrik kablosu gibi parmaklardaki duyu hissini beyne iletir. Sinirlerde bir kesiklik oluşması ile hastalar his kaybına uğrayarak, tuttuğu şeyin sıcak mı, soğuk mu, sert mi, yumuşak mı ya da keskin mi olduğunu anlayamamaktadır. Bu hastaların sıcaklığın farkına varamaması ise ciddi yanıklara sebebiyet vermektedir.

Tendon yaralanmaları ve sinir zedelenmelerinin tedavisi açık cerrahi yöntem ile yapılır. Bu ameliyatta tendonlar açılarak uç uca dikilmektedir. Ameliyatın ardından tendon etrafındaki yapışıklığın açılması için mutlaka fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulanması gerekmektedir. Sinir zedelenmelerinde ise sinirler mikroskop altında büyütülüp tamir edilirken, bu operasyondan yaklaşık yüzde 70-80 oranında verim alınabilmektedir.