Korona virüsüyle artık iç içe yaşıyoruz. Her gün yeni hastalar yeni taşıyıcılar derken korona ailesi oldukça büyüyor. Yayılma hızı muhteşem bir derecede. Tabi bizler de biraz bu olaya çanak tutuyoruz. Görüyoruz ki önemsemeyen, tedbir almayan bir kısım var ve o kısım da azımsanabilecek bir düzeyde değil. Koronayı esir alamadık savaşımız devam ediyor. Bu savaşta işte böyle insanlarla birlikte savaşmak insanı yoruyor. Aynı cephedesin ama birbirine sahip çıkıp tek elden savaşa giremiyorsun bu da dolayısıyla zafere yaklaşmamızı öteliyor ve zafer bayrağını çekemiyoruz.

Korona iş dünyasının da ortasından geçti. Daha korona gündeme oturalı 20 gün olmadan işten çıkarmalar, işsiz kalmalar, geçim sıkıntıları, ödemeler, iş yerini ayakta tutma çabaları küçük, büyük tüm esnafları geri dönülemez bir çıkmaza sürüklemeye başladı. İş dünyasının korona zararı uzun sürecek gibi görünüyor. Yanan ateşe bir odun da biz atıp alevi kuvvetlendirmek yerine evimizde duralım ihtiyacımız yoksa dışarı çıkmayalım ki o ateş gücünü kaybetsin. Eğer kaybetmezse bizi de yakabilir çevremizdekileri de. Düşünsenize virüs gitti ekonomi battı bu seferde imkanın yok o zaman bununla baş etmek daha zor olacaktır.

Sosyal medyada çıkan birçok haberler görüyoruz ortalık artık çöplük gibi oldu. Bilgi kirliliği aldı başını gidiyor. Birçok tezat fikirler paylaşılıyor veya insanları kaosa sürüklemek isteyenler derken kafamız sürekli karışıyor. Bu konuda resmi yerlerin bilgilerine güvenmek ve onları takip etmek en doğru seçenek olsa gerek.

Hayatınızı evinize sığdırın. Evinizi dört duvar içinde üstünde çatısı olan bir nesne olarak değil de yuva olarak görürseniz. O yuvada hayatınızı paylaştıklarınız olduğunu ve birinin eksikliğinin bile sizi ne kadar üzüleceğini düşünürseniz hiç sıkılmazsınız diye düşünüyorum. Ve evde hayat var diyorum ben evdeyim kendim için sevdiklerim için sende evde ol diyorum kendin ve sevdiklerin için.

Unutmayın ki evde televizyon izlemek yoğun bakımda tavanı izlemekten bin kat iyidir. Sağlıkla kalın.