Ülkemizde ilk vakanın Mart ayında ortaya çıkmasıyla birlikte corona hayatımıza girmiş oldu. Mart ayından bu yana çeşitli tedbirlerle alınan önlemlerle getirilen yeni yasaklar ve yeni normal hayat kurallarıyla koronayı artık kabul ettik. Her güne yeni vakaları, ölüm sayılarını, iyileşenleri merak ederek başladık. Sağlık Bakanı’nın vereceği bilgileri merakla bekledik. Söylediği tedbirleri uygulamaya çalıştık. Daha sonraki süreçte aylar ilerledikçe corona ile olan savaşımızda bir o kadar netleşti ve vakalar azalmaya başladı. Artık virüs hakkında daha çok bilgi edinmeye başladık. Yani nasıl savaşacağımızı öğrenmeye başladık. Hastalık hakkında bilgimiz arttıkça savaştaki gücümüz de arttı. Vakaların Haziran gibi azalması ile birlikte yeni normal hayat kurallarını devreye aldık ve yeni normal hayatımıza birlikte normalleşmeye başladık. Ancak her şeyde olduğu gibi bunu da yanlış anladık ve bu da vakaların hızla artmasına sebep oldu. Şimdi ikinci dalgayı yaşıyoruz. Bitirmek üzere olduğumuz savaşı tekrardan başlattık demek oluyor aslında.

Corona iş sektöründe etkisini gözle görülür derecede hissettirdi. Ekonomik anlamda yaptırımlar geldi. İşten çıkarmalar yasaklandı ve işletmelere maddi destekler sağlandı. Sağlık çalışanlarının izinleri kaldırıldı. Belediyedeki temizlik görevlilerinin mesaisi uzadı. Bu süreçte virüse destek olabilen tüm fabrikalar destek amaçlı üretime geçti.

Korona gözle görülebilir şekilde her şeyi değiştirdiği gibi insanların arasındaki ilişkileri, insanların samimiyetlerini, dostluk ve arkadaşlık bağlarını da bir nebze olsun değiştirdi diyebiliriz. Bizler kalabalık olmayı, kalabalıkla gezmeyi, yemeyi ve içmeyi seven milletiz ama corona bunu elimizden aldı.  Artık kardeşler birbirinden uzaklaştı. Eskisi gibi candan sarılmalar raflara kalktı. Bizler için el öpmenin anlamı büyüktür. el öpme devri kapandı ve artık araya görünmez bir sınır çizildi.

Yazımın sonuna yaklaşırken artık bu savaşı kazanmamız gerektiğini, başka çaremizin olmadığını söylemek istiyorum. Herkese sağlıklı günler diliyorum.