Sn. Bakanım, Değerli Başkanım, Kıymetli Ağabey;

Seçildiğiniz 2019 yazı, fındıkta yazdığımız bir şiiri,

o zamanki duygularımız ve de kaygılarımız,

ve dahî bu günkü genel ahvâle şöyle bir bakış

ve değerlendirme bağlamında paylaşıyor

hoşluk ve hayırlara vesîle olacağı ümîdiyle

saygılarla arz ediyorum wes'selâm:

N’OLACAK; BU

KENTİN HÂLİ?

Sayın Başkan, Ey insanlar;

N’olacak bu kentin hâli?

Allâh için; kim, ne anlar?

N’olacak bu kentin hâli?

Medeniyet tasavvuru

Konuşulur kuru kuru

Sonra rant belirler kuru!

N’olacak bu kentin hâli?

Binâlar var, çok acâip;

Arzen gayr-i mütenâsip

Bozuk silsile, merâtip;

N’olacak bu kentin hâli?

Bakınca abûs çehresi

İntizamdan yok behresi

Manzara kimin herzesi?

N’olacak bu kentin hâli?

Güler geldi, gülecek mi?

Kadr ü kıymet bilecek mi?

Ordu, şehir olacak mı?

N’olacak bu kentin hâli?

Olacak mı meydanları?

Yer yer âb-ı revanları?

Ey Ordu’nun sevenleri;

N’olacak bu kentin hâli?

Yok mu bir gönül sultânı?

İrfanıyla sağaltanı?!

Bilmezse, altta yatanı;

N’olacak bu kentin hâli?

Şeyh Şâkir kim; orta yerde?

Düşüp gelmiş, hangi derde?

Duâ etmiş seherlerde:

“N’olacak bu kentin hâli?”

Niçin gelmiş Buhârâ’dan?

Muztarip hangi yaradan?

Yardım eylesin Yaratan;

N’olacak bu kentin hâli?

Merak edip varan var mı?

Merâmını soran var mı?

Evrenine giren var mı?

N’olacak bu kentin hâli?

Tanımadan ârifini,

Alamazsın târifini!

Bilemezsin zarîfini;

N’olacak bu kentin hâli?

Şehrin sırrı zerâfette

Kültür, irfan, mârifette

Hepsi kayıp ihânette!

N’olacak bu kentin hâli?

Beton fışkırdı, hevâyî,

Stad kararttı ovayı

Kimler doldurdu kovayı?

N’olacak bu kentin hâli?

Güzel kentin derdi büyük!

Her gelen yükledi bir yük!

Düşünmeli, büyük-küçük;

N’olacak bu kentin hâli?

Şeyh Şâkir’i koy gönlüne

Kılavuz yap, kat önüne!

Dikkât etmezsen yönüne;

N’olacak bu kentin hâli?

Her mahalle ayrı dünyâ

Hepsine gerek bir rüyâ

Gâyesiz iş boşa hülyâ;

N’olacak bu kentin hâli?

Sayın Güler ve ekibi;

Yok dünyâda Ordu gibi!

Size düşüyor tâkibi;

N’olacak bu kentin hâli?

Sâhip çıkalım bu kente;

Kurban edilmesin ranta!

Beklenirse hep avanta!

N’olacak bu kentin hâli?

Artık rant buraya kadar!

Şimdi Mehmet Hilmi Bey var!

Çıkmazsa aradan çıkar;

N’olacak bu kentin hâli?

Nûrânî bu kente âşık

Lâkin işler hep bulaşık

Yine giderse dolaşık

N’olacak bu kentin hâli?

Artık emin ellerdeyiz

Güler geldi güllerdeyiz

Hâlâ bilmezsek nerdeyiz

N’olacak bu kentin hâli?

Madde bitti, gayri tamam

Rakam demek değil makam

Şeyh Şâkir etmezse kıyâm

N’olacak bu kentin hâli?

Bu kent şehir olacak mı?

Sultânını bulacak mı?

Yoksa böyle kalacak mı?

N’olacak bu kentin hâli?

Bir ışık tutabildim mi?

Bir şeyler katabildim mi?

Bilmem, anlatabildim mi?

N’olacak bu kentin hâli?

Stad milletin bahçesi

Yanına sultan türbesi

Yoksa bir gönül nefesi

N’olacak bu kentin hâli?

İş, hep sâhilde gezmek mi?

Dağda, tepede tozmak mı?

Zevkten mest olup sızmak mı?

N’olacak bu kentin hâli?

Sîne gerek yaslanacak

Ki, hamlıklar haslanacak!

Beton demir, paslanacak;

N’olacak bu kentin hâli?

Aydınlık için nûr gerek

Şehre bir ruh, huzur gerek

İrfânî bir umur gerek;

N’olacak bu kentin hâli?

Hep kâbuslar kader oldu

Son üç dönem heder oldu

En son, çok çok beter oldu

N’olacak bu kentin hâli?

Son seçimde güldü kader

Geldi Güler, gitti keder

Nasıl yapar, nasıl eder;

N’olacak bu kentin hâli?

Zîrâ, kökleşmiş yanlışlar

Hem, çok mesâfe almışlar

Olduğu gibi kalmışlar;

N’olacak bu kentin hâli?

En büyük dert kaht-ı ricâl

Sağlam; eski taht-ı ricâl

Değişmiyor baht-ı ricâl

N’olacak bu kentin hâli?

Kaptan yeni, lâkin gemi

Taşıyor eski özlemi!

Gelecek mi ümit demi?

N’olacak bu kentin hâli?

Kaptan tamam, lâkin tayfa

Eskisi gibidir, hayfâ

Açılmazsa yeni sayfa

N’olacak bu kentin hâli?

Başkan, başkandan da öte

Hep tâze ümitler tüte

Tutmazsa yükselen çıta;

N’olacak bu kentin hâli?

Hilmi Başkan, gerçek bir şans

Nitekim halk verdi avans

Yine sürerse eski dans;

N’olacak bu kentin hâli?

Ordu’nun belli hâleti

Yurdun en has vilâyeti

Göstermezse dirâyeti;

N’olacak bu kentin hâli?

Dileyelim hep başarı

Hayır içe, şer dışarı

Yerse küflenmiş kaşarı

N’olacak bu kentin hâli?

Hassâsiyetim Ordu’ya

Düşünürüm üç vardiya

Bu şansı da yakar diye;

N’olacak bu kentin hâli?

Nûrânî, etme endîşe

Hep, kaderler gelir başa

Yine düşün, düş telâşa;

N’olacak bu kentin hâli?

Dr. Mehmet Hilmi Bey’im;

Bilmem başka ne diyeyim?

Size duâcı kimseyim;

N’olacak bu kentin hâli?