Değerli dostlar!
"Mescit" sözcüğü "tevazu ile eğilmek" anlamındaki secde kelimesinden türeyen ve "secde edilen yer" manasını ifade eden bir isimdir. Allah resulu (s.a.v.) Efendimiz: "Kulun Rabbine en yakın olduğu an secde anıdır." (Ebu Davud, Salat 147-148) Buyurarak, Müslümanın ibadetinde secdenin ayrıcalıklı bir yeri olduğunu bildirmiştir. Bu bağlamda mescitler çokça secde edilen yerler olması dolayısıyla Allah'a en fazla yakın olunan mekânlardır. 
Resulullah (s.a.v.) Efendimiz tarafından "Allah'ın evleri" olarak anılan mescitler İslamın sembölü. Müslümanların birlik ve beraberliklerinin göstergesi, onların bir bölgedeki varlık ve hakimiyetlerinin işaretidir. Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz " Bir kimsenin Mescitlere gidip gelmeyi alışkanlık edindiğini görürseniz, onun imanına şahit olunuz" (Tirmizi, İman,8) buyurarak bir Müslümanın mescitlere devam etmesini İmanının göstergesi kabul etmiştir. Ayrıca Resulullah (s.a.v.) Efendimiz Mescide gelmek isteyen kadınlara mâni olmasını istemiş, onlara mescidin bir kapısını tahsis etmeyi uygun görmüştür.
Evet değerli dostlar! Görüldüğü gibi Cami ve mescitler: Allah'ın c.c. evleri Müslümanların topluca ibadet ettikleri, birbirlerinin dertlerini sıkıntılarını giderdikleri mübarek yerlerdir Fakat maalesef bugün bazı yerlerde bu özelliklerini kaybetmiş adeta siyasi birer mekanlar haline gelmiştir Bugün Ordumuzun bir ilçesinde yol kenarında asfalt yolda bir köyün girişinde biri yolun üst tarafında biri alt tarafında aralarında 20 metre mesafe bulunan iki tane cami bulunmaktadır. Minareler yan yana yani uzaktan bakılınca tek Cami halinde görülüyor. Bu camiler dikkatimi çekti ve hikayelerini araştırdım öğrendiğime göre yolun üst tarafındaki Camiyi bütün köylü imece usulüyle birlik ve beraberlik içerisinde yapmışlar ve yıllarca berber ibadetlerini yapmışlar Günün birinde alt ve üst mahalle arasında muhtarlık seçimlerinde ayrılık çıkıyor haliyle seçimi bir kişi kazanıyor Seçimi kaybeden aday ertesi gün taraftarlarıyla beraber kepçeleri getiriyor yolun alt tarafına tamda eski caminin karşısında caminin temelini kazıyor ve inşaat başlıyor. İlçe müftüsü araya giriyor ikna etmeye çalışıyor nafile iş il müftülüğüne hatta valiliğe aksıyor aday siyasi nüfuzunu kullanıyor ve inşaatın durması için yapılan tüm çabalar boşa çıkıyor ve cami inşaatı tamamlanıyor. Bu sefer müftü caminin ibadete açılış beratını vermiyor bu olayda müftünün sürgün olmasına neden oluyor ve Cami ibadete açılıyor. Mağlup aday gidiyor Ankara’dan bir de kadro alıyor görevlide atanıyor. Ben bu olaya 2002 yılında şahit oldum o zaman Ezan sesleri ve namazda okunan sureler. Tekbir sesleri birbirine karışıyordu. Bugün ne durumda bilmiyorum.
Değerli dostlar! Camiler mescitler Allah c.c. rızası için ibadetler için yapılır. Eğer ayrılık için nifak için siyasi rant için yapılırsa o mecid mescidi dırar olur yani nifak mescidi olur ki Allah c.c. ve Resulullah (s.a.v.) indinde hiçbir değeri olmaz
Netice olarak: Allah bu gibilere akıl şuur fikir versin. Her ne kadar sürçi lisan ettikse affola. Siz değerli dostlarım Selam ve dua ile kalın sağlıcakla