Ordu’da simge haline gelmiş 2 tane ışıklı Atatürk silueti vardı. Biri Ordu’nun seyir terası Boztepe’de diğeri ise eski İskele Bahçe’nin önündeydi. Önce Boztepe’deki ardından da rıhtım mevkiindeki sır olup kayıplara karıştı.
Bilhassa son yıllarda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve maneviyatına saldırılar o kadar arttı ki şaşırmamak elde değil. Kimden ve neden cesaret alıyorlar belli değil ancak eline satırı diline hakareti alan sahneye çıktı.
 Devlet adamlığı, siyaseti, devrim ve inkılapları, uzağı gören, yakını bilen nutukları, giyimi, kuşamı kısacası her şeyi ile şimdilerde dünya lideri denilen ülkelerin devlet adamlarının bile gıpta ile bakıp örnek aldığı Ata’mızın maneviyatına, geçmişine, zürriyetine o kadar saldırır hale gelindi ki kızmamak ya da neden bu taviz diye sormamak mümkün değil. Hemen hemen her gün kimi sosyal medyada kimi gazete kimi ise halkın arasında hayatın içinde Türkiye Cumhuriyet’inin kurucusu Ulu Önder Atatürk’e saldırı yarışında. Üstelik bu kendini bilmezleri medya da dikkate alıyor. Bültende yer veriyor. Belki de bu daha da iştah kabartıyor bilinmez ama artık birilerinin bu hadsizlere “DUR” deme zamanı geldi ve geçiyor.. Çünkü bu hadsizler, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Atalarımızın kanlarıyla sulanan topraklar üzerinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin üzerine yeni bir devlet kuracaklarını söyleyecek kadar densizleştiler. Sen o devleti ancak rüyanda kurabilirsin ya da bir tiyatro oyununda. Ancak tiyatroda da kukla olabilirsin şuanda olduğun gibi. Tarihte, kalplerde ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ilelebet kalacak ancak sen ve senin gibiler hiç olmayacaksınız, adınız bile anılmayacak.  Rahatsızlığınızda bundan geliyor olsa gerek.
Atatürk düşmanlığı son olarak da kendini İstanbul Esenler’de gösterdi. Kendini bilmezler yine sahnedeydi. Bu kez  Atatürk heykelini yakarak. Allah aşkına kim bunlar, kimlerden cesaret alıyor, nasıl bu kadar rahat davranıp ulu önderimizin maneviyatına saldırabiliyorlar. Ordu’da ise durum farksız değil tabi.  Son olarak rıhtım mevkiinde kalan ışıklı Atatürk siluetinden bile rahatsız olundu ki şimdi yerinde yeller esiyor.  Yaptığınız eylemlerle rahatsız olduğunuzu zaten gösteriyorsunuz ama niye rahatsızsınız? Sormak isterim.
Ancak unutulmaması gereken bir şey var. Siz ne kadar Atatürk’ü unutturmaya, onu kötülemeye, geçmişi ve aile yapısına hakaretler saydırıp, onun maneviyatına dil uzatıp, onu yakıp yıkmaya, orakla saldırmaya çalışsanız da o sizin şu an varlık sebebiniz. Bir yerlerden silmeye sildirmeye çalıştığınız Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve yüzyılın dünya  lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve deniz gözlerini asla ve asla gönüllerden sildiremeyeceksiniz. Bizim denize ve maviye olan sevdamızda Selanik’te açan bir çift gözle başlar. Bizim Atatürk sevgimiz Anayasa’nın ilk 3 maddesi gibidir. Değişmez, değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez. 
MADDE 1 – Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

MADDE 2 – Türkiye Cumhuriyeti  toplumun huzuru  millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde  insan haklarına saygılı  Atatürk milliyetçiliğine bağlı  başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan  demokratik  lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

MADDE 3 – Türkiye Devleti  ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı  şekli kanununda belirtilen  beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı “İstiklal Marşı”dır. Başkenti Ankara’dır.Bu da böyle biline.