Milli Eğitim Bakanının yaptığı son açıklamalar uzunca bir süredir dile getirdiğimiz eleştirilerde ne kadar haklı olduğumuzu göstermektedir. Eğitimin ayrıcalık değil bir hak olduğu gerçeğinden hareketle yaşanan eşitsizliklere sürekli olarak dikkat çekmeye çalıştık. Eşitsizliklerin pandemiden önce de olduğunu ancak pandemi ile birlikte bu eşitsizliklerin daha da derinleştiği ve etkisini artırdığının altını sürekli olarak çizmeye çalıştık. Uzaktan eğitime erişim başta olmak üzere yaşanan pek çok sorunun yoksullukla ilişkisini kurduk. Yoksulların, çocuk işçilerin, mülteci çocukların, mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının, kız çocuklarının, anadili Türkçe olmayan çocukların ve özel eğitime gereksinimi olan çocukların yaşadıkları eşitsizlikleri sürekli olarak gündemde tutmaya çalıştık.

Milli Eğitim Bakanının yaptığı açıklamada yaşanan eşitsizliklerin MEB tarafından yok sayıldığını, sorun olarak kabul edilmediğini bir kez daha gördük. Bir sorunun çözülebilmesi için öncelikle onun sorun olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Milli Eğitim Bakanı, sanki tüm öğrenciler eşit koşullara ve olanaklara sahipmiş gibi, öğrencilerin tüm kazanımlardan sorumlu olacağını belirtti. Özellikle LGS’de öğrencilerin tüm kazanımlardan sorumlu olacak olması öğrencilerin geleceklerini olumsuz etkileyecektir. Uzaktan eğitime erişimi olmayan öğrencilerin LGS’de durumunun ne olacağı sorulduğunda ise EBA altyapısının güçlendirildiği ve EBA TV’de her konunun bulunduğu, bundan dolayı da sınavda sorun olmayacağını anlatmaya çalıştı.  Sayın bakan bu düşüncesinin eğitimcilerin ortak görüşü olduğunu ve bu konuda bir mutabakat oluştuğunu belirtti.

Milli Eğitim Bakanı hangi eğitimcilerle görüştü ve nasıl bir mutabakat sağladılar bilemeyiz ancak bakanla da onunla aynı görüşte olan eğitimcilerle de mutabık olmadığımızı, aynı görüşü paylaşmadığımızı ifade etmemiz gerekmektedir. Tarafımız öğrencilerimizin ve halkımızın yanıdır. Öğrencilerimizin üstün yararını gözetmeyen, eşitsizlikleri yok sayan ve yaşanan sorunlara çözüm üretmeyen politikalara karşı mücadelemiz aralıksız olarak devam edecektir. Öğrencileri eleyen ve yarıştıran her eğitim sistemine karşı olduğumuzun bilinmesi gerekmektedir. Her öğrencinin istediği okul türünde ve okulda eğitim alması en temel haktır.

Yapılan açıklamada öğrencilere 150 bin tablet dağıtıldığı ve 300 bin tabletinde Aralık ayında yapılacağı belirtildi. Şeffaflık ve bilginin zamanında verilmesi var olan durumu değerlendirmek için önkoşuldur. Bu nedenle söz konusu tabletlerin nerede ve kimlere dağıtıldığını bilmek istiyoruz. Tablet dağıtılacak öğrencilerin belirlenmesinde kullanılan ölçülerin kamuoyu ile paylaşılması gerekmektedir. Bazı illerde gelen okullardan tablet satın alınmasına dair taleplerin olduğuna dair iddialarında MEB tarafından açığa kavuşturulmalıdır.