Ortaokul çağındaki çocuklarımızda skolyoz riskini belirlemek, erken teşhis ile halk sağlığına katkıda bulunmak amacıyla İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Ordu İl Sağlık Müdürlüğü arasında imzalanan protokol kapsamında Kökenli İlkokulu/Ortaokulunda öğrenim gören öğrencilerimize sağlık taraması yapıldı.

Peki Bu Skolyoz Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Skolyoz, omurganın sağa yada sola doğru eğilmesidir. Gelişim bozukluğuna bağlansa da nedeni tam olarak bilinmemektedir. Tanısı genellikle çocukluk çağında konulmaktadır. İlk belirtiler omuzların ve kalçanın simetrik durmaması ve hastanın sırtında kabarıklık olmasıdır. Bazen hastalık çekilen göğüs röntgeninde tesadüfen tespit edilebilir. Skolyoza bağlı olarak kalça, kürek kemikleri ve göğüs kafesinde de kayma meydana gelir. Skolyoz kız çocuklarında daha sık görülür.

Skolyoz Belirtileri Nelerdir?

Skolyoz durumunda ortaya çıkan belirtiler omurganın eğikliğinin derecesi ile değişkenlik gösterir. Çeşitli belirti ve bulgular bu rahatsızlığın fark edilmesinde katkı sağlayabilir:

Dışarıdan bakıldığında eşit hizada durmayan omuzlar, kürek kemikleri ve pelvis kemikleri

2 kalçadan birinin daha yukarıda görünmesi

Omurgada yan tarafa doğru kıvrılmanın görülmesi

Uzun dönem boyunca devam eden boyun, sırt ve bel ağrısı

Aynı zamanda omurgada meydana gelen bu değişime bağlı olarak göğüs kafesi hacminin küçülür. Küçülen göğüs kafesi hacmi akciğerlerin soluk alıp verme esnasında yeterince genişlemesine engel olarak nefes alma ile ilgili şikayetlere neden olabilir.

Skolyoz Tedavisi Nasıldır?

Skolyoz tedavisinde breysleme ve cerrahi müdahale gibi işlemler son derece nadir olarak uygulanır. Tedavinin prensibini gözlem, uygun egzersiz ve sportif aktiviteler ve takip oluşturur. Tedavi planlamasında birçok faktör göz önünde bulundurulsa da bu faktörler arasında eğriliğin derecesi bir adım öndedir. Adölesan idiopatik skolyoz tanısı almış ancak tedavi amacıyla herhangi bir girişim yapılmamış hastalarda eğrilik, yılda ortalama olarak 0.5-1 derece arasında bir artış gösterebilir. Ek olarak ergenlik döneminde ortaya çıkan skolyoz olgularında eğrilikler erken yaşlarda görülen skolyoza göre daha kötü bir seyir izleme eğilimindedir. Bu nedenle ileri yaş skolyoz olgularında ergenlik dönemi skolyozlarına göre daha agresif cerrahi müdahalelere ihtiyaç duyulması söz konusu olabilir.

Tedavi edilmemiş skolyoz hastalarında bel ve sırt ağrısı, sinir hasarı ve ileri dönemlerde akciğer ve kalp gibi organları ilgilendiren çeşitli problemler boy gösterebilir. Bu problemlere ek olarak kişinin kendi dış görünüşü ile ilgili negatif düşünceleri de tedavi planlaması içerisinde üzerinde durulması gereken bir konudur.

Omurgada tespit edilen eğriliğin derecesinin 10 ile 25 derece arasında olan kişilerde genellikle 3, 6 ve 1 sene aralıklarla çekilen x-ray grafiler ile takip ve değerlendirilmesinin sürdürülmesi önerilir. 25 dereceden yüksek ancak 40-45 dereceye ulaşmayan eğikliklerde ise ortezleme adı verilen breysleme yöntemi hekim tarafından uygun görülmesi halinde denenebilir. Korse benzeri bir yapı olan ortez kullanımı ile omurga eğriliğinin ilerlemesini engellemek amaçlanır, ancak bu yönteme son yıllarda oldukça nadir uygulanmaktadır.

Bazı erken zamanda tespit edilen vakalarda bu breysleme yöntemi tedavi planlamasında ön plana çıkabilir. Ortezlerin büyüme dönemi boyunca günde 16-23 saat arasında değişen sürelerde giyilmesi gereklidir. Ortez tedavisinde düzenli kullanım önem arz eden bir konudur.

Omurgasında tespit edilen eğriliğin 40 dereceyi geçtiği kişilerde ise cerrahi müdahale ile omurganın düzeltilmesi gündeme gelebilir. Spinal füzyon cerrahisi adı verilen bir teknikte skolyozun düzeltilmesi amacı ile omurgayı oluşturan kemikler, uzun çubuklar, kemik grefti ve vida gibi yapılar kullanılarak birleştirilir. Çubuklar omurganın düzleştirilmesini sağlarken vidalar ile bu yapı sabitlenmiş olur. Kullanılan kemik dokusu ile yapının sağlamlaştırılması sağlanır. Büyüme gelişmesi devam eden çocuklarda zaman içerisinde çubuk ve vida yapılarının yeniden ayarlanması gündeme gelebilir.

Sonuç olarak, skolyoz tanısı almış hastaların çok büyük bir kısmında uygun egzersiz, uygun sportif aktiviteler ve takip skolyozun kendisi gibi tedavinin de omurgasını oluşturur.

Editör: Gülüşan Tuğran