Değerli dostlar! Yüce dinimiz İslam okumaya çok önem vermiş, Yüce Rabbimizin Resülüllah (S.a.v.) efendimize Hira Nur dağında ilk emri: "Seni yaratan Rabbinin adıyla oku" (Alak Suresi 1 Ayet) olmuştur. Bizim Müslüman olarak önce Kur'an-ı kerim olmak üzere daima okumamız ve ilerlememiz gerekmektedir. Sevgili Peygamber (s.a.v.) Efendimiz okumaya çok önem vermiştir. Hatta Bedir gazvesinde alınan esirlerden okuma yazma bilenleri Mekkeli 10 çocuğa okuma yazma öğretme karşılığında fidyesiz serbest bırakmıştır.

Tarihte kurulan bütün İslam devletleri okumaya ve her türlü ilme önem vermiş kurdukları medreselerde gençlere ilim tahsili yaptırmış yüzbinlerce ilim adamının yetişmelerini sağlamışlardır. Bu eğitimleri sadece dini sahada değil fen, fizik, kimya tıp ve haritacılık konularında da ilim adamları yetiştirmişlerdir. Akdeniz’in çevresi Abbasiler devrinde geometri hesabıyla ölçülmüş ve bugün modern aletlerle yapılan ölçümde sadece üç-beş metre fark olmuştur. Müslüman alim İbni Sina’nın tıp alanında yazdığı eserler Avrupa’da tıp fakültelerinde yıllarca ders kitabı olarak okutulmuştur. Yine matematiğin bir kolu olan Cebir’i CABİR isminde bir Müslüman alim bulmuş onun yazmış olduğu kitap Amerika'da alcabir ismiyle ders kitabı olarak okutulmuş, bize de oradan Cebir olarak geçmiştir. Yine Osmanlı alimi ve denizcisi PİRİ reis ilk dünya haritasını çizmiş, bugün Piri Reis’in haritası incelendiği zaman Amerika’nın dağlarının nehirlerinin en belirgin şekilde görüldüğü tespit ediliyor. Hatta Amerika'yı keşfeden Kristof Kolomb, Piri Reis’in çizmiş olduğu bu haritayı takip ederek okyanuslarda ilerlemiş yolda kendisine isyan eden adamlarına "Müslümanların çizdikleri haritada burada bir kara gözüküyor, Müslümanlar asla yalan söylemezler! Burada mutlaka bir kara parçası vardır." sözleriyle teskin etmiştir. Bu misalleri daha da çoğaltmak mümkündür.

Ecdadımız Osmanlı da her fethettiği yerde okullar açmış medreseler, imarethaneler, bu medrese ve imarethanelerin masraflarını karşılamak için vakıflar kurmuşlardır. Müslümanlar İslam’a sarılıp ilme, okumaya önem verdikleri için medeniyetler kurmuşlar dünyayı idare etmişlerdir. Evet Müslümanlar bu derece ileride iken Avrupa’nın saraylarında Tuvalet bile yoktu. Saray erkanı tuvalet ihtiyaçlarını rastgele yerlerde yapıyordu, Avrupa sarayında yabancı devlet erkanı öğleden sonra kabul ediliyordu. Çünkü bir gün öncesinde kirlettikleri ve bundan dolayı kokan sarayları öğlene kadar temizliyor parfümler dökerek kötü kokuları gideriyor ondan sonra yabancı devlet erkanlarını kabul ediyorlardı. Evet bugün yine bazılarının hayran oldukları Avrupa’da halen Tuvaletlerde su yok, umumi tuvaletlere girerken kapıda ücret mukabili kâğıt veriliyor.

Evet bugün bazı beyinlerini kiraya veren embesil cahiller: "Bizi İslam geri bıraktı" diyorlar. Bizde onlara diyoruz ki "Ey! kiralık beyinliler İslam’ın İlk emri "oku" dur. Bizler ilk okullarda okuduğumuz zaman Alfabe kitabımızın ilk sayfasında ne yazıyordu? Evet ben söyleyeyim "UYU UYU YAT UYU" yazıyordu sen yüz yıldır yatıp uyudun okumadın, çalışmadın, ilim adamı yetirmedin. Okula giden kızlarımızın kılık kıyafeti ile, baş örtüsüyle uğraştın, İmam-Hatiplisin diye okumak isteyen gençlerimizi üniversitenin kapısından geri çevirdin. Sen bunlarla vakit öldürürken; Elin oğlu uyumadı, okudu, çalıştı, çabaladı ve seni geçti. Ondan sonra kabahati İslam’da arıyorsun. Hadi oradan Embesil, kiralık beyinli cahil.

Evet değerli dostlar! bu misaller bitmez, Bu günlük te yazıma iktibas olarak aldığım bir yazıyla son vermek istiyorum.

Kitap okumak neye yarar?

Bir alim şöyle diyor: " Bir defasında hocama "kitap okuduktan sonra aklımda bir şey kalmadığını düşünüyorum kitap okumak neye yarar?" diye sordum. Bana bir hurma uzattı hurmayı yedikten sonra sordu: " Bu hurma seni büyüttü mü?" Hayır diyerek karşılık verdim. O ise şöyle devam etti: "Peki sana faydası olmadığını iddia edebilir misin? O hurma senin vücuduna dağıldı ve her zerresi gerekli olan yerlerde depolandı. Okuduğun kitap da öyledir. Sen okuduğunda zihninin en ücra köşelerine bile nüfuz eder. Kimisi kelime dağarcığını zenginleştirir. Kimisi bilgi ve irfanını artırır. Bazı kitaplar, yazı ve konuşma ve üslubuna incelik katar. Bazısı hayata farklı bakmanı sağlar. Bir kısmı özgüvenini çekiştirirken bir kısmı içindeki sevgi ve merhameti uyandırır. Düşünmeni sorgulamanı tetikleyen de yine okuduğun kitaplardır. Her ne kadar sen bunların farkında olmasan da bu böyledir. Kitap okumak bir şeye yaramaz, ÇÜNKÜ KİTAP OKUMAK her şeye yarar. O kadar çok şeye yarar ki neye yaradığını söylemek imkansızdır." (Diyanet takviminden alıntıdır.

Bugünkü yazımızı da bir pehlivan mersiyesi ile bitirelim. Bakınız Cazgır ne diyor: "Pehlivan. Pehlivan! Oku! Kur'an oku! Oku! Hadis oku! Oku! Kitap oku! Oku! Gazete oku! Oku! Mecmu oku! Oku! Şiir oku! Oku! ne okursan Oku! Fakat Hiç kimseye lanet okuma! Allah Allah illallah Muhammedün resulullah.

Evet değerli dostlarım bizde herşeyi okuyalım! Fakaaat lanet okumayalım.

Selam ve dua ile hoşça kalınız.