Pandemi sürecinde her çocuk ve ailenin etkilendiğini ancak otizmi bulunan çocukların ise daha çok etkilendiğini söyleyebiliriz. Yapılan araştırmalar çocuklar arasında otizmi bulunan çocuk ve ergenlerin pandemiden en fazla etkilenen gruplardan biri olduğunu göstermektedir. Pandemide otizmli bireyleri etkileyen birçok farklı faktör söz konusu olmuştur. Küçük çocuklara tanı konması, tanısı olan çocukların tedavi yaklaşımları, çocukların ruhsal durumları, ebeveynlerin ruhsal durumları ve bunların çocuğa yansıması bu faktörlerin en başta gelenleridir.

Pandemide otizmin fark edilmesi zorlaştı

 Bunun bir nedeni bazı ailelerin sağlık kuruluşlarına başvurmakta çekiniyor olmalarıdır. Kimi aileler de çocuklarında gördükleri farklı davranışları pandeminin etkilerine bağlama eğiliminde olup beklemek istiyor. Ancak bu durum altta yatan nörogelişimsel bir rahatsızlık varlığında tanıda gecikmeye neden oluyor. Bununla beraber otizmin en belirgin özelliği olan sosyalleşmede zorlanma, pandemide zaten sosyalleşme imkanlarının azalması ile ailelerin çocuklarındaki farklılıkları geç farketmelerine yol açabilmektedir. Halbuki otizmin erken tanınması ve tedaviye başlanması çok önemli olup, çocuğun iyilik hali için önemli bir koşuldur. Ebeveynlerin bir şüphe varlığında beklememek ve yüzyüze bir değerledirmenin sağlanabileceği bir sağlık kuruluşlarına başvurmaları gereklidir.

Eğitimde aksamalar yaşandı

Otizmli çocukların eğitimlerinin de pandemi sürecinden etkilendi. Pandemi döneminde okulların ve özel eğitim kurumlarının bir dönem kapatılması gündeme gelmiş olup halen eğitimde pandemi öncesi eğitim olanaklarının sağlanması konusunda aksamalar yaşanmaktadır. Bu durum çocukların yeterli tedavi görmelerini engellemektedir. Benzer açıdan gerek mekanların kapanması gerek sokağa çıkma kısıtlmaları nedeniyle fiziksel aktivite yapma olanakları da azalmıştır. Eğitim ve fiziksel aktivite miktarlarının azalması çocukların ruhsal durumlarını da etkilemektedir.

Pandemi ile beraber yaşanan bu sürecin, otizmi olan çocuk ve ergenlerde ek olarak görülebilecek kaygı bozukluklarını ve depresyon riskini arttırdı. Otizmli çocuklarda duygularını kontrol etmekte zorlanma, dürtüsellik, davranış sorunları da artma eğilimde olmuştur. Sadece çocuklarda değil, ebeveynlernde de ruhsal sıkıntıların artmış olduğunu görmekteyiz.

Pandemideki belirsizlik ruhsal açıdan zorlanmalara yol açıyor

Otizmi bulunan bireylerin değişiklikler karşısında uyum sağlamakta zorlandılar. Bu nedenle pandemi döneminin özelliği olan belirsizlik, sürekli koşulların (örneğin sokağa çıkma saatleri) değişmesi çocukları ve ailelerini ruhsal açıdan zorlamaktadır. Bununla beraber pandemi ve koronavirüs ile ilgili bilgilerin değişmesi ve haber akışının fazla olması otizmli bireylerin süreci takip etmesini zorlaştırmakta ve kaygı duymalarına yol açmaktadır. Her ne kadar otizmli bireyler sosyalleşmekte zorlansa ve kendi hallerinde olma hali göze çarpsa da onlar da arkadaşlarını ve tanıdıklarını göremedikleri için üzüldüklerini ifade etmektedirler. Bu durum yaş ilerledikçe daha belirgin olmaktadır.

Otizmli çocuklar kurallara uymada güçlük çekti

Pandemi döneminde bireylerin uygulaması gereken temizlik ve sosyal mesafe önlemlerinin çocuklara anlatılmasının ve çocukların bu kurallara uymasının kolay olmadığını bilmeliyiz. Otizmli bireylerin ise bu kuralları anlaması ve içselleştirmesi daha meşakkatli olmaktadır. Bu kurallara uymaya zorlanmak otizmli çocukları strese sokmaktadır. Özellikle çocuğun yaşı küçük ve ek öğrenme problemleri yaşıyorlarsa bu süreç daha zor olmaktadır. Pandemi ve koronavirüs ile ilgili bilgilendirme yapmak, kuralların öğrenilmesini sağlamak özel eğitim modülleri içinde uygulanmalıdır. Özel eğitim uzmanlarının ise değişen koşullarla beraber çocukların yaşayacağı ruhsal rahatsızlıklar ile ilgili bilgilendirilmesi, pandemi ile ilgili kuralların mümkün olduğunca çocuk tarafından öğrenilmesinin sağlanması konusunda eğitim görmeleri uygun olacaktır.

Tedavi süreçleri aksatılmamalı

 Sosyal izolasyon herkes için zorlayıcı olmakla beraber yaşadığımız dönemin etkilerinin ileriki zamanlarda daha net anlaşılacağı düşünülmektedir. Bu süreçte yetkililer tarafından mümkün olduğu kadar yüzyüze eğitimlerin ve yüzyüze sağlık hizmetlerinin devam etmesinin sağlanması çok önemlidir. Ailelerin ise otizmden şüphelendikleri durumlarda bir çocuk psikiyatristine başvurmaları gerekmektedir. Tanısı bulunan çocukların ise tanı ve tedavi için ihtiyaç duydukları görüşmelerin aileler tarafından yerine getirilmesi, ertelenmemesi gerekmektedir. Sadece çocukların değil, ailelerinin de stres azaltıcı tekniklere başvurmaları bu dönemde faydalı olacaktır.