“Hassas tıp” kavramını 2015’te ABD Başkanı Barack Obama açıkladı. Biz de 2015’ten önce kişisel tedaviye başlamıştık. Kişisel tedavi merkezi kurduk. Hareket noktamız şu: Kanıta dayalı tıp piramidi. Buradan hareket ediyoruz. Kanıta dayalı tıp piramidinin en alt basamağında çalışmalar, hayvan çalışmaları yer alıyor. Laboratuvarın dışında fikirler ve kanaatlerle ortaya çıkan sonuçlar var. Kanaatler klinik olgularla ortaya çıkıyor. Klinik olgulardan sonra laboratuvarlar devreye giriyor. Şimdi yeni bir alan çıktı: In silico denilen bilgisayarda veya bilgisayar simülasyonu yoluyla gerçekleştirilen, bilgisayar üzerinde matematik modelleme yapılarak ortaya çıkan çalışmalar. Hesaplamalı psikiyatri. Hesaplamalı nörobilim diye de bilinen bu çalışma içerisinde kişinin verilerini alıyorsunuz. Bu verilere göre, öğrenen makine gibi kişi bilgileri yükledikçe size muhtemel seçenekleri ve sonuçları ortaya çıkarıyor. İnsanın zihinsel bilgelikle hayat tecrübesiyle onlarca senede öğrendiği bir şeyi, tanıyla ilgili ipucunu bilgisayar bize verebiliyor.

Önümüzdeki dönemlerde tanıyı bilgisayarlar koyacak

Teknolojideki gelişmeler doğrultusunda önümüzdeki dönemde çok önemli gelişmelerin olacağını, önümüzdeki dönemlerde tanıyı bilgisayarlar koyacak. Tanıyı biz gireceğiz ama bilmem ne sendromu aklımıza bile gelmez. Onun için epey zaman harcamamız gerekir ama şu anda medikal kayıtlar yapacağız. Olası ön tanılarımızı yazacağız. Onun içerisinde muhtemel tanıyı bilgisayar önümüze çıkaracak. Bu 10 sene sonra rutine girecek.

Hassas tıp: Kişiye özel tedavi

Kanıta dayalı tıp piramidinde üst basamaklara gelindiğinde kişiye özel tedavi kavramı görüldü. Aşağıdaki basamaklardan yukarıya doğru yükseldikçe tek vaka serileri oluşuyor. Daha sonra vaka kontrollü çalışmalar, randomize kontrollü çalışmalar, randomize kontrollü çift görevli çalışmalar ve bu safhada artık meta analizler ortaya çıkıyor. Burası kanıt düzeyi en yüksek çalışmalar. Bu çalışmalar artık kanıt düzeyi en yüksek çalışmalar. Bu Türkçede “hassas tıp” denilen kişiye özel tedavi olarak özetleyeceğimiz çalışmalardır.

Bir insanı tedavisiz bırakmak en pahalı tedavidir

Bunu yapmanın maliyet var ama en pahalı tedavi etkisiz tedavidir. Biz nöro psikolojik tarama yapıyoruz. Beyin check-up’ı yapıyoruz. Stres check-up’ı yapıyoruz. Pek çok tarama yapıyoruz. Bazı meslektaşlarımız bunun çok pahalı olduğunu söylüyor ama biz ilk basamak değiliz ki. Biz ikinci de değil, üçüncü basamak hastaneyiz. İlk basamakta minimumda yapılır tedavi. İkinci basamakta tedavi optimumda yapılır. Üçüncü basamakta maksimumda yapılır. Bir insanı tedavisiz bırakmak en pahalı tedavidir. İnsanlara kayıp hayat yaşatıyorsunuz. O nedenle onların tedavisi için bizim bulunduğumuz pozisyonda buradaki hedef alanlarımızda maksimumdan tedavi yapmamız gerekiyor.

Hastayla terapötik ittifak, plasebo etkisi yapıyor

 Tedavide kullandığımız bir metafor var: Ruh sağlığı çalışanı ile hasta, hastanın iyiliği için ortaklaşa çalışırlarsa ittifak kurulmuş olur. Terapötik ilişki, sağlık çalışanı ve hastanın ilk buluştuğu andan itibaren başlar. Hasta odaya girdiği andan itibaren onu ayakta karşılamak, ayakta yolcu etmek bütün bunlar terapötik ilişkidir. Bu terapötik ittifak, nörofizyolojik bir olay, plasebo etkisi var. Bu durum, bağlanmayı ortaya çıkarıyor. Hasta ile hekim arasında güvenli bağlanma oluşturuyor. Güvenli bağlanma ortaya çıkardığı için de güvenli bağlanmanın %40 plasebo etkisi var. Tedavinin %40’ını güven ilişkisi olduğu zaman kazanıyorsunuz. Hasta ile hekim ve sağlık çalışanı arasında güven ilişkisi, tedavinin kalıcılığında çok önemlidir. Yani hassas tedavide her şey robotlaşma değildir.

Biyolojik kanıt arayışı önemlidir. Beynimiz nasıl bir organ? Sadece kimyasal bir organ değil. Beynimiz sadece elektrik bir organ da değil. Elektromanyetik bir organ. Elektrik kaynağının olduğu her yerde manyetik alan da vardır. Onun için kuantum evrende yakın sebep sonuç ilişkisi olan bir organ. İnsan ilişkisel bir varlık.

Hekim olarak konfeksiyoncu değil terzi gibiyiz

İnsan beyninin dijital bir varlık olduğunu ve beynin veri tabanının önemli olduğunu biliyoruz. Bu veri tabanını, enformasyon teknolojileri, veri tabanımızı yönetebilirsek enformasyon teknolojileri önemli burada. Hekim olarak artık terzi gibiyiz, konfeksiyoncu değiliz. Hekimliğin özünde de bu var. Her hekim konfeksiyoncu gibi tedavi yapmaz. Terzi gibi tedavi yapar. Onun için bireye göre tedavi kavramı var.

Şu anda etik şartlar altında bazı bilimsel çalışmalar yaparak depresyonda, bipolarda çalışmalar yapıldıkça kanıtlar artacak. Önemli olan bilimsel akışa doğru bilgiler sunabilmemiz. Nöropsikiyatride önemli olan ikinci ayağı da ilaç kan düzeyi tespiti.  Bu genetik polimorfizmin ön tanısı. Genetik profillemeye göre bu daha kişiye özel. Genetik profilleme kişiye özel bulgu veriyor ama burada fenotipleme yapıyorsunuz. O genotipleme, bu fenotipleme. Kişinin gen fonksiyonuna ve gen ifadesine bakıyorsun. Bu kişinin gen ifadesi ne yapıyor? Hızlı  metabolizer mi yavaş metabolizer mi? Bunu tespit edebiliyorsun.

Doğru ilaç, doğru doz, doğru yol

Hassas tıpta “Doğru ilaç, doğru doz, doğru yol” ilkesi çok önemli. Kişiye özel tedavinin özellikle farmakogenetik ayağında bu var. Burada hapı veriyorsunuz kişiler farklı etkileniyor. Bir kişiye 10 mg çok gelirken diğer kişiye çok daha fazla vermene rağmen etki etmiyor. Bu seçimi yapabilmek önemli. Güvenlik ve etkinlik açısından da kişiye özel tedavi yaklaşımı gerekli. Toksikite de önemli. Güvenlik dışında toksik açıdan da önemli. Hastaya fayda sağlayıp sağlamadığı ve bu grupları ayırt etmemize imkan sağlıyor. Tedavi cevabı açısından da kişiye normal doz, düşük doz ya da yüksek dozun cevap verdiğini gösteriyor.

Genom sonrası çağ başladı

 Hassas tıp yaklaşımının amacı, bilimsel kliniği bilimsel yollarla yapmanın yöntemini ve bunu yaygınlaştırma yöntemini öğretiyor. Yoksa insanlar kapı kapı hekim hekim dolaşıyorlar. Bizdeki başarının bilimsel kanıtı olarak bunu görüyorum. O nedenle genom sonrası çağ başladı. İlaç kan seviyeleri ve klinik etkileri monitörize etmektir bu. Kişiye özel tedavinin geleceği, otoimmün hastalıklarda bile oldukça önemli. Çeşitli yöntemler kullanarak genetik testler kullanıyorsunuz. Teknoloji kullanıyorsunuz, çeşitli görüntüleme yöntemleri kullanarak ilaçları gruplara göre sınıflayabiliyorsunuz. Geleceğin tıbbı bu. Daha fazla kişisel tanı. Bir ilacın herkese olması artık bu döneme uygun bir durum değil. O nedenle kişiye özel tedaviyi önemsiyoruz. Tedavide elimizde farmakogenetik bir kimlik var. İlaç kan düzeyi kişinin genetik polimorfizmin ön çalışması. Tedavinin etkisini artırıyor. Tedavinin güvenliğini artırıyor. Terapötik etkiyi artırıp maliyetini düşürüyor. En pahalı tedavi etkisiz tedavi. Tek bir ilaçla birçok doğru yolu ve doğru yöntemi bulabilmek önemli.