Şiir tutkunları okudukları şiirlerin hikayelerini merak eder, araştırır ve bilirler.

Benim şiirlerimin de hikayeleri var. İlk olarak şiir yazmaya başlama hikayemi anlatmak isterim. İlk şiirlerimi 13 yaşımda ortaokulda, okulumuzun düzenlediği öğretmenler günü etkinliği şiir yarışması için hazırladım. Her iki şiirim de ödül aldı.
Ben 3.’lük ödülüne layık görüldüm, diğer şiirim ise birincilik.

Her iki şiirim de birbirinden anlamlıydı.
Minnet ve vefa duygusu, sofradan rahat rahat bir lokma daha alabilmek, sıcak sobanın olduğu bir odada uyuyabilmek, aileden uzak okumanın duygusal yükü, kimseye borçlu kalmamak için yanında okula gitmek zorunda olduğum halamın oğluna verdim.

Birincilik ödülünü hatırlamıyorum.  Benim ödülüm onlarca kitabını okuduğum, bir dönemin çocuklarına Kemalettin Tuğcu’nun “Dedemin Evi” kitabıydı. 
Baş ucumda duran bu eşsiz kitabı hiç okumadım, okumayı da düşünmüyorum.
Birinci olamadığımdan değil, çocukluk onurumdan. 

Hikayeyi okudunuz; siz karar verin. 
Aslolan şiir mi, hikaye mi, şair mi?