Ekim ayı bizim için çok yoğun geçti. Âdetâ, koşuşturma diyebiliriz. Ben kendim için bunu bir mâzeret olarak kabul etmesem de, müşkülpesentliği de katınca yazı noktasında bunun bir bereketsizlik olarak netîce verdiğini îtiraf hiç te lüzumsuz olarak telakkî edilemez. Bir de, hangisini yazacağını düşünme noktasında bulunurken ipin ucunu kaçırmak var. Ya da, hani “gelin oyun bilmeyince yerim dar dermiş” ya; öyle de kabul edilebilir.

Her neyse, meselâ ilk hafta, başkanı bulunduğumuz TDED Ordu Şûbesi resmî işlerinin tâkibiyle geçerken, şubeye 2. Karar defterini alıp tasdik ettirerek yeni yönetimdeki ilgili arkadaşa, hayırlı kararlara imza atılması temennîsiyle teslim ettik. Bu defter bizim ve derneğimiz için yepyeni sayfalar açılmasına vesîle olacak inşâllâh diye düşünüyoruz.

Diğer yandan, yine yönetim kurulunda bulunduğumuz Ensar Vakfı’nın İstanbul’dan gelen misafirleriyle berâber çeşitli program ve ziyâretlerimiz oldu. Nitekim, bu husûsu, YEDİTEPE’DEN BOZTEPE’YE, ORDU’DA GÜZEL BİR GÜN başlığıyla özetlemeye çalışmıştık.

Bu arada, bir kısım Ordu STK’ları olarak, Emlâkçiler Derneği Başkanı Uğur YÜCE öncülüğünde, eski stadın yıkılıp MİLLET BAHÇESİ olarak düzenleneceği alanda, Buharalı Şeyh Şâkir Efendi Kabristanlığı etrafında İstanbul’da Eyüp Sultan, Ankara’da Hacı Bayram benzeri bir külliye, Burhan SAKALLI Bey’in tam karşılığını bulan deyimiyle bir KÜLTÜREL MUHİT oluşturulması, bunun içerisinde Ordu’nun şânına yakışır, onun simgesi niteliğinde bir merkez câmiin de yer alması bağlamında gayretlerimiz var. Bunun için Ordu’ya gelen her vekil, bakan ya da yetkiliyle görüşmeye, gittiğimiz her yerde bunun gerekliliğini ifâdeye çalışıyoruz grup olarak. Bu meyânda konu OKSM holünde başkanımız tarafından, bakanımız Sn.Numan KURTULMUŞ’a da iletildi.

Bu konu çok çok önemli ve de netîce alacağız inşâllâh diyoruz lâkin, maalesef, şimdiye kadarki gözlemimiz, Ordu’da böyle hususlarda mesâfe almak çok zor. Genel bir duyarsızlık var. Son konfeti olayı bunun en bâriz bir örneği oldu. Kaç elden geçen o kâğıtlar neden bir yerde dikkât çekip te; AMAN HA, NE YAPIYORUZ?! diye bir göze takılmadı. Demek ki, namazda gözü olmayanın ezanda kulağı olmaz misâli, böyle bir derdi olmayan için her kâğıt konfetidir maal’esef. Bu da ayrı ve de acıklı bir konu. Hangi birini anlatalım?!

Öte yandan, bizim bir de ORİMDER’imiz var; Ordu İmam-Hatip Mezunları ve Mesupları Derneği. İlk mezunlarından olarak bize de bu dönem faal bir görev yüklediler arkadaşlar sağ olsunlar. Bundan şikâyetçi değil, aksine memnunum, çok şükür diyorum, Rabbimiz bize böyle güzel yerleri nasip ediyor; bunların hepsini sizlerle paylaşmaya da muvaffak kılsın inşâllâh.

Bu dernekte haftada bir akşam bir araya gelmenin yanında, Camiler ve Din Görevlileri Haftası meyânında il ve ilçe müftülüklerine ziyâretlerde bulunduk. Böyle, gün, hafta muhabbetleri, esâsı kaybetmeden, onlar üzerine iletişimin yeni vesîleleri olarak gözüküyorlar. Zamandan kaçılmıyor.

Buradan aldığımız hızla berâber, OKULLARI NEDEN ZİYÂRET ETMİYORUZ Kİ dedik ve düştük yola. Onlar da çok bereketli oldu elhamdülillâh. En azından vefâ oldu bu ziyâretler. Arkadaşlıklar tâzelendi, yenileri eklendi. Muhabbetler arttı. İnşâllâh buna da devam edeceğiz.

Köşe bitti. Daha 1. Haftadayız. Konuları özetin özeti olarak geçelim o zaman. 2. Hafta 9 Ekim’de bir minibüs arkadaş olarak Sivas’taydık. NEDEN CİVAR İLLERİMİZİ GEZMİYORUZ Kİ sorusundan çıkan geziyi her ay bir başka vilâyet olarak tasarladık ORİMDER eksenli arkadaşlar olarak. Tabiî ki katılmak isteyen herkes gelebiliyor. Nitekim, arkadaşlarımızın yarısı mezunlarımızdan değildi. Güzelliğini anlatmaya kalksak ifâde edemeyiz. Hava da güzeldi. Kış gelmeden gidelim diye burayı öne aldık.

10’unda da oğlum Yusuf Kerem’le İstanbul’a uçtuk. Onunla o gün yurda, Pazartesi de okuluna gittik. Hemen ders başladı. Bilgi Üniversitesi’nin Hazırlık Kampüsü Mecidiyeköy-Kuştepe’de. Kâğıthâne-Seyrantepe’deki yurtla okul arası yaklaşık 1 saat. Hayırlı olsun, Mevlâmız tüm çocuklarımıza hayırlı ilimler, hayırlı meslekler, hayırlı kazançlar nasip etsin inşâllâh….

Derken Mevlid Kandili. Fatsa Ravza Kursu’nda İstanbul’dan gelen üstad Abdullâh SERT Ağabey’in MEVLİD-İ NEBEVÎ’ye dâir sohbeti. Berâberindeki Âdem ERGÜL, Alican TATLI ve Mustafa Beylerle Ordu’da akşam namazının ardından havaalanına hareketleri sonrası bizim Hz. Bilâl Câmii’ndeki kandil programına katılmamız.

20’si akşamı OBB’in 100’e yakın STK temsilcisiyle Boztepe Toplantısı. Başkan M. Hilmi GÜLER’in geçen 2,5 yılı değerlendirip, gelecek 2,5 yıla dâir projelerini açıkayıp, STK’ların fikirlerini alması.

26 Ekimde de, müdür İdris Nebî Bey’in dâvetiyle Ordu Merkez İmam-Hatip Lisesi’nde TÜBİTAK BİLİM FUARI’na katılmamız. 10 civarında standının her biri ayrı yazı konusu. Tek kelimeyle, hem konular, hem çocuklar, hem de heyecan mükemmel. Talebeler başta olmak üzere tüm emeği geçenleri tebrik ediyorum.

Ve bugün Cumhûriyet Bayramı. Halkın cumhûrunun daha çok söz sâhibi olacağı, kökü mâzîde olan bir geleceğe doğru milletimizin yolu ve bahtı açık olsun. Rabbim ülkemizi kem nazar ve tüm azgın azarlar ve onların her türlü tuzaklarından korusun…

Sizlerle dertleşmenin hazzını yaşadığımız yazılı hasbihâllerimizin artarak devâmı niyazıyla, cumâ bayramımız mübârek olsun diyor, cümleye sevgiler, saygılar sunuyorum ves’selâm…