Doksanlı yıllarda yaşadığımız acılara değinmek istiyorum maalesef ki doksanlar ülke tarihimizin en karanlık dönemlerinden biri olmuştur. Birçok toplu katliamı birçok yurtsever aydınımızın katledilmesine şahit olduğumuz zor ve acısı dinmez yıllar.

31 Ocak 1990 da Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Prof. Muammer AKSOY’un evinin önünde kurşunlanması ile başlayan bu karanlık süreç,  7 Mart 1990’da Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni yazar Çetin EMEÇ, 4 Eylül 1990’da dini konularda araştırmaları ile bilinen Turan DURSUN, 6 Ekim 1990’da Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin ilk kadın öğretim üyesi, eski Ordu Milletvekili Bahriye ÜÇOK ile devam etti. 24 Ocak 1993 de ise hedef halkın kalpaksız kuvvacı adını verdiği araştırmacı gazeteci Cumhuriyet Gazetesi yazarı Uğur MUMCU, 17 Şubat 1993’te “halkı kazanmadan terörle mücadeleyi kazanamazsınız” diyen Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis, 21 Ekim 1999’da ADD Genel Başkan Yardımcısı, Kemalizm’in anlatımı deyince akla gelen ilk isim Prof. Dr. Ahmet Taner KIŞLALI, 2001’de Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan  öldürüldü. Bu ölümsüz kahramanların kimlikleri ile öldürüşlerini yan yana koyunca hedefin ne olduğu, Türkiye’nin hangi alanlardan vurulmak istendiği açıkça ortaya çıkıyor.

2 Temmuz 1993 Sivas katliamı, 5 Temmuz 1993 Başbağlar katliamı, 24 Mayıs 1993 de Bingöl’de 33 erin kurşuna dizilmesine kadar alçakça planlanmış katliamları yaşadık ve ne yazık ki bu olayların failleri, arkasındaki karanlık yapılar açığa çıkarılmadı.

24 Ocak, Uğur MUMCU’nun katledilmesinin 27. Yıl dönümü ülkemizin tam bağımsızlığını savunan, ATATÜRK değerlerini sıkı sıkıya bağlı, yolsuzlukların korkusuzca üzerine giden, eşitlik özgürlük ve adaletin en ateşli savunucusunu bir kez daha dinmeyen bir özlem ile anıyorum.

Uğur MUMCU yazdıkları ile sadece içinde yaşadığı döneme değil bugünümüze de ışık olmuştur. “ Tarikatlara ve cemaatlere alınan genç çocuklar, 30 yıl sonra general olacak ve cumhuriyete karşı ayaklanacaklar “ diyerek 15 Temmuz dinci darbe girişiminin planlarını 90’lı yıllarda açığa çıkarmıştır.

Konuşmamı Uğur MUMCU’nun hepimize rehber olması gereken sözleri ile bitirmek isterim.

Giresun’daki yoksul köylüler sizin için öldük. Ege’deki tütün işçileri sizin için öldük. Doğu’daki topraksız köylüler sizin için öldük. İstanbul’daki, Ankara’daki işçiler sizin için öldük. Adana’da paramparça elleriyle ak pamuk toplayan işçiler sizin için öldük.

Vurulduk, Asıldık, Öldürüldük ey Halkım Unutma Bizi..